yokluk

Mütevazi Mü'min'in Beş Özelliği

Mütevâzı müʼmin affedicidir, kötülüğe dahî iyilikle mukâbele eder, hizmet ehli olur, cömerttir, fedakârdır, zariftir, ince ruhludur…

Doğuma Hazırlanan Bebek

Anne karnındaki bebeğin 37. haftadan sonraki evreleri, yaşadıkları...

Azı Çoğu Yok Niyet Var!

İçinde yaşadığımız çağda Müs­lümanların payına ne yazık ki keder, ızdırap, yokluk, fakirlik düştü. Dünyanın bir kısmı varlığın çılgınlığını yaşarken, diğer kısmı açlık, yokluk ve ıstırapların pençesinde kıvranıyor. Böylesine bir dünyada benim vereceğim zekatın sadakanın ne kıymeti olur diye düşünmemek gerekir. Çünkü biz, öncelikle kendimiz için vermekteyiz. Alan değil veren kazanmaktadır.

Kamil İnsan Olmanın İlk Adımı

Eskiden pek çok dergâhın duvarını, mânevî mesaj ve îkazlar ihtivâ eden hüsn-i hat levhaları süslerdi. Bunlardan birinde de “hîç” yazardı. Kâmil insan olma yolundaki ilk adım; kişinin “hiç”liğini idrâk etmesidir. Kendisini hayırlara ulaştıracak, şerlerden koruyacak yegâne güç ve kudretin, Cenâb-ı Hakʼtan olduğunu bilmesidir.

İnsanın Kendini Okuması

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, insanın kendini nasıl okuması gerektiğini ve emredilen en mühim üç tâlimatı anlatıyor...

Yokluk Aynasında Esad Erbili Hazretleri

Aklı tanrılaştırarak kirlenmeye maruz kalmış mana yoksulu modern insanın, yokluk aynasında yapılanmaya, tamir, salah ve tecdid açısından ne kadar ihtiyacı var.

60 Yıllık Edep Farkı

Musa Topbaş (k.s.) Efendinin 1987 yılında Altınoluk Dergisi'nde yayınlanan "Cemiyet Hayatımızda 60 Yıllık Edep Farkı" yazısını sizler için alıntıladık. 

Ubeydullah Ahrâr Hazretleri’nin Hikmetli Sözleri

Ubeydullah Ahrar Hazretleri'nin hikmetli sözlerinden bazılarını derledik.

Tövbenin Hakikati

Tövbenin hakîkati; günahların aslı olan kibir, gurur ve benlik duygusundan vazgeçerek acziyeti idrâk etmektir. Bu da, nefsin hodgâmlığını tanıyıp onun mâneviyâta verdiği zararı fark ettikten sonra gerçekleşir. Kişi bu elem ve acziyet içindeyken gönlünden Hak Teâlâ’ya yalvarır ve inler. İşte tövbenin hakîkati budur.

Ramazan Ayında Beş Bin Secde

Ramazan ayı boyunca müminlere 5 vakit namaz, teravih ve teheccüd namazı ile yaklaşık 5 bin kadar secde etmeleri ihsan olunur. Böylece Allah’a kavuşmanın kesintisiz zevkini yaşarlar ve ümmet-i Muhammed arasında secdenin gönül birliği ile evrensel bir feyz akımı cereyan eder.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.