yemek yemek

'gıda Tarihimizde Öğle Yemeği Yok'

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in, ‘Salname 1970 Yıllığı’nda yer alan ‘Gıda Tarihimizde Öğle Yemeği Yoktur’ başlıklı yazısını sizler için derledik...

Yoklukta Sabrettik Toklukta Kaybediyoruz

Genç TV'nin hazırladığı videoda pastane ve restorant sahibi Adil Huy ve Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Serdar Eryılmaz günümüz israfını ve zararlarını anlatıyor.

Afiyet Olsun İsraf Olmasın

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bugün tüm camilerde yayınlanan Cuma hutbesinin konusu "Afiyet Olsun, İsraf Olmasın" oldu.

Yemek Adabı Nasıl Olmalı?

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri yemek hususunda çok dikkatliydi. Yemeğin evvelinde ve sonunda muhakkak ellerini yıkardı. Sofraya gâyet tâzimli olarak, iki dizi üzerinde otururdu. Aslâ arkasına yaslanmazdı. Önüne ne konursa onu huzurla yer, besmeleyle başlayıp hamdeleyle, yani “el-hamdü lillâh” diyerek bitirirdi.

Yemek Yemenin Edebi

İslam'a uygun yemek yemeğe besmele çekerek başlanır. Besmele çektikten sonra sağ elle, önünden yemek sünettir. Yemek yeme konusunda yeterince görgü sahibi olmayanları Peygamber Efendimiz’in tatlı bir dille uyardığını ve onlara bilmeleri gereken edepleri öğrettiğini hadisi şeriflerden öğrenmekteyiz. İki hadisi şerif ve ayetler ışığında yemek yeme edebini sizler için derledik.

Peygamberimizin Beddua Ettiği Sahabi

Peygamber Efendimiz sol eliyle yemek yiyen sahabiyi uyarmış, kibri, büyüklenmesi sebebi ile kendi sözünü dinlemeyince ve halini terk etmeyince o kişiye beddua etmiştir. 

İslam'a Uygun Yemek Adabı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), yemek yerken düşürülen lokmanın da alınıp yenilmesini tavsiye etmişlerdir. Şâyet bu lokmaya toz toprak gibi bir şey yapışmışsa, onlardan temizlenerek yenir, temizlenmesi mümkün değilse, kedi, köpek gibi bir hayvana verilir; şeytana bırakılmaz. Tabağımızı güzelce sıyırıp onda yemek bırakmayıp sünnetlemek de Efendimiz'in bize öğrettiği yemek adabındandır.

Yemeği Koklamak Şişmanlatıyor

Amerikalı bilim adamları, koku alma duyusuyla fazla yemenin bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

Yarım Milyon Çocuk Ölümü Bekliyor

Yemen'de yarım milyon çocuk, acil bakım ve tedavi sağlanmaması halinde ölüm riskiyle karşı karşıya kalacak.

El İlanıyla Kardeşine Karaciğer Arıyor

Hatay'ın Antakya ilçesinde, karaciğer yetmezliği nedeniyle siroz hastalığına yakalanan ve yatağa mahkum hale gelen kardeşine organ bulabilmek için 5 bin adet el ilanı bastıran abla, uygun bağışçı bulmak için kapı kapı dolaşıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.