yemek adabı

Peygamberimizin Yeme İçme Adabı

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yeme içme adabı nasıldı? Peygamberimizin sünnetine göre İslam’da yeme ve içme adabı...

Ashabın Elinden Tutan Peygamber

Peygamber Efendimiz sahabeyi nasıl yetiştirdi? Peygamber Efendimizin yemek adabı ile ilgili hadis-i şerifi.

Peygamberimizin Sofra Adabı Nasıldı?

Peygamber Efendimiz’in sofra adabı nasıldı? Peygamberimiz nasıl yemek yerdi? Peygamberimiz yemek yerken nelere dikkat ederdi? İşte Hz. Peygamber’in sofra adabı ve ettiği yemek duaları...

Teknolojinin Getirdiği Mânevi Sorunlar

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, "Asrımızda modern hayat şartları ve teknolojinin ilerlemesi neler getirdi, neler götürdü?" sorusunu cevaplıyor.

Yemek Adabı Nasıl Olmalı?

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri yemek hususunda çok dikkatliydi. Yemeğin evvelinde ve sonunda muhakkak ellerini yıkardı. Sofraya gâyet tâzimli olarak, iki dizi üzerinde otururdu. Aslâ arkasına yaslanmazdı. Önüne ne konursa onu huzurla yer, besmeleyle başlayıp hamdeleyle, yani “el-hamdü lillâh” diyerek bitirirdi.

Depresyona Neden Giriyoruz İşte Cevabı!

Bir babaanne ile torunu arasında geçen ve bu günümüzün dertlerine derman olacak edeple, ahlakla ve güzellikle yoğrulu bir gerçek hikâye...

Çocuklara Özel Yemek Yeme Adabı

Zamâne çocuklarının tek başına, ekran karşısında bazen şuursuzca yemek yediği, yemek beğenmediği mâlumdur. Bir âilede en az bir öğün toplu yemek yenilmelidir. Çocuk, sofra kültürünü âileden öğrenir. Evin en büyüğünden evvel kimsenin yemeğe başlamaması, sabırla beklemesi sağlanmalıdır. Bunu sağlayacak en önemli kişi, evin hanımıdır.

Şeytana ve Kafirlere Benzediğimiz Durumlar

 "Şeytana ve Kâfirlere Benzemekten Nehiy" başlığı altında zikredilen bu üç hadis'in ilk ikisi şeytana muhâlefeti, sonuncusu da Ehl-i kitab'a benzememeyi tavsiye etmektedir. Nevevî merhum ayrıca kâfirlere veya müşriklere benzememekle ilgili herhangi bir hadis zikretmemiştir. Herhalde Ehl-i kitab'a benzememeyi öngören hadisi kâfirlere benzememe konusunda da geçerli ve yeterli görmüş olmalıdır.

Yemek Yeme Adabı

Şeytan, besmelesiz girilen bir evde kalmaktan, besmelesiz başlanan bir yemeği yemekten haz duyar. O yüzden bir kimse eve girerken ve yemeğe başlarken (diğer iyi ve güzel işlerinde de) mutlaka besmele çekerek (Allah'ı anarak) o işe başlamalıdır. 

Peygamberimizin Öğrettiği Davranış Edepleri

Peygamber Efendimiz bize Müslümanca yaşamayı öğretti. Otururken, kalkarken, yerken, içerken, konuşurken, gülerken bizi başkalarından ayıran bir hayat tarzından söz etti. Bizi görenlerin “Bu adam Müslüman” diyeceği bir yaşama üslûbuna sahip olmamızı tavsiye etti. İnsanlarla olan ilişkilerimizde Müslümanca davranmamızı istedi. İşte Peygamber Efendimiz'in davranış edepleri...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.