yaşar kandemir

Prof. Dr. Yaşar Kandemir Kimdir?

Prof. Dr. Yaşar Kandemir, ilmî ve akademik çalışmaları ile Türkiye'de hadis alanındaki en önemli hocalardan biridir.

Peygamberimizin Sevdiği Müslüman

Peygamber Efendimiz’in sevdiği Müslüman kimdir?

Peygamberimiz'in İz Bırakan Mirası

11 yıldır yayın faaliyetini aralıksız sürdüren TDV İstanbul Şubesi ve İstanbul Müftülüğü’nün ortak yayını olan Din ve Hayat Dergisi, 35. sayısını şaşmaz bir hayat çizgisi için örnekliğine ihtiyaç duyduğumuz Efendimiz’in bıraktığı iki önemli mirastan birisi olan Sünnet’e ayırdı.

Bugün Genç Olsaydınız Ne Yapardınız?

Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse demişler. Genç Dergisi 93. sayısında yaşı kemale ermiş ülkemizin önde gelen mütefekkir, âlim ve kâmil ruhlu dava insanlarına şu soruyu yöneltti: "Bugün genç olsaydınız ne yapardınız?" Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Yaşar Kandemir'e, Hekimoğlu İsmail'den Mahmut Toptaş'a, Ahmet Taşgetiren'den Metin Karabaşoğlu'na uzanan bu büyüklerimiz bakın neler dediler? Onlar bugün genç olsaydı neler yapardı?

Kadere İman Etmenin Fazileti

Kadere îman eden kimse bütün varlığı ile Allah’a teslim olur. Allah’a teslim olan derin bir huzura kavuşur.

Müslümanlar Birbirini Neden Sevmeli?

Müslümanlar birbirini sevmedikçe iman etmiş sayılmaz, iman etmedikçe de cennete giremezler.

Peygamberimize Kulak Vererek Öğrenmek

Altınoluk Dergisi 30. yıl [2015-2016] abone dönemi kampanyasında Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir  Hocanın "Peygamberimin Sevdiği Müslüman" kitabını okuyucularına hediye ediyor. Dergide bu ay Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir  Hoca ile  "Peygamberimin Sevdiği Müslüman" kitabı üzerine yapılan söyleşiyi siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Özlenen Gencin Örnek Ahlâkı

Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir, Özlenen Gencin Örnek Ahlâkı kitabında, Peygamberimiz'in (s.a.v.) hayatını, uzun yıllardır hadis sahasında yaptığı önemli çalışmaların birikimi, tecrübesi, kendine has sıcak ve akıcı üslubuyla kaynak bir eser niteliğinde hazırladı ve okuyucuların istifadelerine sundu.

"habîbullah" Sözü Size Neyi Hatırlatıyor?

Onun aşkıyla ağlamak Allah'ın bir lütfu, erişilmez bir bahtiyarlıktır. Asıl felaket, onun uğrunda gözyaşı dökememektir. Habîb-i Kibriyanın aşkıyla ağlamayan gözün, ağlanacak halde olduğunu, ondan ayrı kalmanın üzüntüsüyle (gab-ı hicriyle) yanıp kavrulmayan gönlün, yanıp kül olacak durumda bulunduğunu unutmayalım!

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.