yardıma muhtaç

Veliler Örüyor Çocuklar Gülüyor

Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki bir anaokulu öğretmenin başlattığı ve kadınların da destek verdiği proje sayesinde yardıma muhtaç öğrencilerin yüzü gülüyor.

Toplumu Muhtaç Kılan Tanzim

İslâm, her insanın yapabileceği bir yardım yolu göstermiştir. Dolayısıyla kuvvetli-zayıf, zengin-fakir her Müslümanın yapabileceği bir iyilik, hayır ve yardım mutlaka mevcuttur.

Kuru Ekmeği Islatıp Yiyorlar

Suriye'de Beşşar Esed rejiminin, askeri kuşatmada tuttuğu Doğu Guta'da babaları rejimin saldırılarında ölen 12 bine yakın çocuktan, 4 bini acil yardım bekliyor.

Unutulan Giyisiler Haleplileri Isıtacak

Tekirdağ'da bir kuru temizlemeci, sahiplerince uzun süre alınmayan kıyafetleri, tarihin en büyük insanlık dramlarından birisinin yaşandığı Halep'te evleri yakılıp yıkılan, yardıma muhtaç iç savaş mağdurlarına gönderdi.

Açlık, İç Savaş ve Soykırımın Vurduğu Ülke

Afrika'nın en genç ülkesi olan ve 2011'de Sudan'dan ayrılan Güney Sudan, iç savaş, açlık ve soykırım tehlikesiyle yüz yüze. Uluslararası kurumların hakkında rapor hazırlamaktan öteye geçmediği Güney Sudan'da istikrarsızlık ve iç savaş nedeniyle 2 milyon kişi göçe zorlandı, on binlerce kişi hayatını kaybetti.

Türkiye'den Geldiğimizi Görenler Ağlamaya Başladı

Başta İstanbul’daki mülteciler olmak üzere ülkemizin farklı bölgelerine yerleşen Suriyeli muhacir kardeşlerimize hayırseverlerin de destekleriyle yardımlarına devam eden Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı, son olarak 16-17 Mayıs tarihlerinde iki tırlık insani yardım malzemesini Kilis Öncüpınar üzerinden Azez’deki kamplarda yaşam mücadelesi veren mültecilere ulaştırdı. İslamveihsan olarak konuyla ilgili detaylı bilgi almak için bölgeye giden ekipte yer alan Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı İnsani Yardım Birimi çalışanı Serkan Bayrak Bey’le konuştuk.

Din Kardeşlerimizin Dert Ortağı Olalım!

Allah dostları, yalnızların yanıbaşında, mâtemlerin civârında bulunarak kimsesizlerin kimsesi olurlar.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.