Yaman Dede

Hicab Edebilmek De Nasib İşidir

Rasulululah’ın Kur’an’da Allah Teala tarafından çizilen misyonu, bütün zamanlarda hüküm-fermadır. Bunu tartışmak, kalbi bir kayıptır, aşınmadır, yaralanmadır, firedir. Bundan Allah’a sığınmak lazım. Kur’an’dan belli ayetler hıfzedilmeden, düşünülmeden Rasulullah’ın önderliği tartışılamaz. O ayetlere rağmen yürütülen tartışma ise, ayetleri de ıskalayan, yani Kur’an’ı ıskalayan ve kademe kademe İslam’ın kökünü kurutmaya yönelen bir çizgi olur.

Rahmet ve Bereket Vesîlesi

Allâh’ın sâlih kulları, rahmet ve bereket vesîlesidirler. İnsanları Allâh’a itaate dâvet eder, ümmetin selâmeti için duâ ederler. Allah Teâlâ da dilerse bu sevdiği kulları hürmetine muhtemel tehlikeleri def eder, rahmet ve nusretini lûtfeder.

1950-60'lı Yıllarda Türkiye'nin Manevi Durumu

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi 1950-60’lı yıllardaki manevî manzaraları ve Kur’ân Hâdimi Hafız Fahri KİĞILI'yı anlatıyor.

Kıyamete Kadar Uzayan Aşk

Ucu kıyâmete kadar uzayan aşk kâfileleri, O’nun sevgi ve heyecânı ile akmaktadır. Cihân, O’nun güneşten daha parlak olan nûru ile aydınlanmıştır. Îmanın lezzetine O’nunla erişilmiştir. O’nu fânîler tariften âciz kalmıştır.

Peygamber Efendimiz'i Tanımakla İlgili Hadisler

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizi tanımakla ilgili hadis-i şeriflerden ve Rasûlâllah Efendimiz'in bu husustaki ikâzından bahsediyor.

Derinden Etkileyen Şahsiyetler

1950'li yıllarda İmam Hatip Lisesi öğrencisi olan Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'yi çocukluğunda ve öğrencilik yıllarında etkileyen kıymetli şahsiyetler...

Kur'ân Kursları ve İmam-hatip Okullarına Sahip Çıkılmalı

Allah rızâsı için yapılan her çeşit hizmet, güzel ve mukaddestir. Fakat ideal insan yetiştirme gayreti her zaman öncelik ifade eder. Bu bakımdan gençliği ve nesilleri kendi medeniyet ve kültür değerlerimizle yetiştirme hizmetleri son derece mühim bir mesʼûliyettir. Bu çerçevede, ihlâsla gayret gösteren eğitim müesseselerine maddî ve mânevî sahip çıkılması, bizlere Cenâb-ı Hakkʼın lûtfettiği İslâm nîmetine şükür için vicdânî bir zarurettir.

Aşkla Yaşamak Bize Ne Kazandırır?

Bir müʼminin, hayatının her safhasında ilâhî aşkın engin firâset ve basîretine ihtiyacı vardır. Aksi hâlde kabuktan öze, şekilden hakîkate ve sûretten sîrete intikal edebilmesi çok zordur.

Tek Kanatlı mı Olmak İstersin, Çift Kanatlı mı?

Bir mü’minin, hayatının her safhasında ilâhî aşkın engin firâset ve basîretine ihtiyacı vardır. Aksi hâlde kabuktan öze, şekilden hakîkate ve sûretten sîrete intikal edebilmesi çok zordur.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.