yalnız

Yalnızlar Bakanlığı

İnsan yaşlandıkça bedeninden çok şey kaybeder, gücünün azalıp sahip olduğu imkânlar elinden çıktıkça kendini güçsüz görmeye başlar. Hiçliğini ve dünyanın fâniliğini anlayarak, kendini kimsesiz ve yalnız hisseder. Şehir hayatına uyum sağlayamamak da yalnızlığın sebeplerinden biridir. Sanayileşme sonrası büyük şehirlere göçle birlikte birçok problem ortaya çıkmış olup bunlardan birisi de yalnızlıktır.

Günümüzün En Korkunç Gerçeği

Herkes egoizmin zindanında yalnız bir mahkûm gibi yaşamaktadır. “Modern Yalnızlık” günümüzün en korkunç gerçeğidir. Herkes birbirinin gözü önünde yalnız yaşamaktadır.

Maneviyatta Zirvelere Nasıl Çıkılıyor?

Hizmet, Cenâb-ı Hakk’ın biz kullarını mes’ûl kıldığı ictimâî bir kulluk vazifesidir. Mü’minin hayâtı, mahlûkâta hizmetle mânâ derinliği, bereket ve ulviyet kazanır. Fânî varlığını Allah yolunda hizmete adayan kişi, ölümsüz olan rûhunu ebediyyen âzâd etmiş olur.

İnsanlık Merhameti Unuttu mu?

Yüzakı Dergisi, Mart (2016) sayısında "merhameti" dosya konusunu işliyor. İşte Yüakı'nın bu sayısı...

Müslümanın Hayatını Güzelleştiren 14 Tavsiye

Unutmayalım ki dünyaya bir mülkle gelmediğimiz gibi, dünyadan da bir mülkle ayrılmayacağız. Kabrimize amellerimizle gireceğiz. İnfaklarımızla, ibadetlerimizle, kulluğumuzla sonsuzluğun seyyâhı olacağız. Bu fânî cihanda ham nefsin bitip tükenmek bilmeyen arzu ve ihtiraslarına direnmek îcâb eder. Bu itibarla, tefekküründe yoğunlaşacağımız asıl istikbâl; son nefesimiz ve ötesi olmalıdır… İşte bu mânâ da Müslüman'ın hayatını güzelleştirmek için yapması gerekli 14 tavsiye. 

Üç Dostu Olan Bir Kişiye Benzer

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in üç dost hakkında yapmış olduğu izâhat, bu dünyadaki imtihanımızın ve mesuliyetimizin neler olduğunu bizlere açıklıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.