VESVESE

Vesveseyle Nasıl Mücadele Etmeliyiz?

Vesveseyle nasıl mücadele etmeliyiz? Vesveseyle mücadelede ihlas ve takvanın önemi nedir?

Bu Çağda Bu Kafa Olur mu?

“Bu zamanda olur mu?”, “Bu çağda bu kafa!” ve benzeri şeytânî ve nefsânî karalamalarla insanı Rabb'inden uzaklaştırmaya çalışanlara dikkat!

Vesveseye Karşı Okunacak Dua

Cin, şeytan ve şeytanlaşmış insanların şerrine, vesveseye karşı okunacak duanın Arapçası, Türkçe okunuşu ve anlamı...

Şeytanın Fısıldadıkları

Psikolojide “obsesyon”, yani bizim bildiğimiz hâliyle “vesvese” dediğimiz hastalıkla mücadele eden din kardeşlerimizin hiçbir zaman unutmamaları gereken husus, bu hâlin bir gün mutlaka geçeceğine yönelik inançlarını dâimâ diri tutmalarıdır.

Vesveseden Korunmanın Yolları

İnsanların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşan şeytan; bazen geçmişle, bazen gelecekle insanı üzer ve korkutur. Bazen kazandığı sevabı gözünde büyütür, bazen onu günahının altında ezerek takatsiz bırakacak vesveseler verir.

Şeytan İnsana Nasıl Yaklaşır?

Şeytan İnsana Nasıl Yaklaşır, Şeytan'ın hileleri nelerdir...

Vesveseden Kurtulmak İçin Dua

Kur'an'da geçen kötü insanların, şeytan ve cinlerin kalplere verdiği vesveseden korunmak, vesveden kurtulmak için okunacak dua... Vesveden kurtulmak için okunacak duanın Arapçası, Türkçe okunuşu ve anlamını sizler için derledik.

Vesveseden Korunma Yolları

“Vesvese” sözlükte; “fısıltı, gizli ses” demektir. Gönülden geçen, sürekli tekrar eden sestir. Genel olarak vesvese, şeytanın ve şeytanın yolunda olanların zayıf kalplere attığı huzursuzluk verici düşünceler, kuşkular, faydasız ve hayırsız hayaller, kuruntu veren seslerdir...

Hayırlı İşten Vazgeçme!

Derdine derman arayan, ama gerçekten “arayan”, dermansız bırakılmaz bu yolda... “Ben kulumun zannı üzereyim!” buyuran Allah Teâlâ, elbette rahmetini esirgemez. O (cc), kendisine yöneleni çöplükte dolaştırmaz, çöplükte dolaşana ise kapılarını kapatmaz. O’nun uğrunda yapılan her fedakârlığın mükâfâtı kat kat ödenir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.