vakar

Mescide Vakarla Yürüyün

Peygamberimiz neden namaz için mescide koşmamızı istememiştir? Abdesti olan birisi namazı beklerken sevap kazanırmı? Namaz için mescide nasıl gitmeliyiz? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

Peygamberimizin Hayatından Sükûnet ve Vakar Örnekleri

Vakar nedir? Sükûnet nedir? Vakarlı ve sükûnetli nasıl olunur? Peygamber Efendimiz’in vakar ve sükûneti...

Vakar ve Sükûnet

İslâm insanı baştan aşağı inşâ eder; şekillendirir. Yani insânî ilişkileri güzelleştiren erdemlerin şahsiyetinde tezahür etmesini ister. Oturup kalkmasıyla, yürümesi ve konuşmasıyla, duruşu ve güler yüzüyle inancından beslenen güzelliklerin fark edilmesini ister.

Nikahtaki İlahi Kanun

Nikâh, peygamberlerin yolu, Rasûlullah’ın sünneti, neslin baharı, erkek ve kadının şeref ve edebi, nâmus ve iffetin kalesi, insan soyunun hayvanlardan imtiyâzı, yani üstünlüğüdür.

Peygamberimiz Nasıl Gülerdi?

Hz. Peygamber son derece vakarlı ve ağırbaşlı olduğu için kahkahayla gülmezdi. Kahkahayla gülmek insanın vakarını yitirmesine yol açacağı için müslüman tebessüm etmekle yetinmelidir.

Allah Nasıl Bir Genci Sever?

Gençlik, hayat ırmağının akacağı mecrâyı belirlemekte bir başlangıç teşkil etmek yönünden de çok mühimdir. Yani şahsiyetin ana vasıf ve istikâmet itibârıyla şekillendiği bir mevsimdir.

Müminin Sahip Olması Gereken Güzel Hasletler

Diyanet İşleri Başkanlığının bu haftaki hutbesi "RAHMAN’A HAS KUL OLABİLMEK" başlığı ile yayınlandı. Allah'a (c.c.) layık bir kul ve Peygamber Efendimize (s.a.v) layık bir ümmet olma yolunda bir müminin sahip olması gereken hasletlere değindi.

Hz. Ebubekir’in Tevâzuu, Merhameti ve Affediciliği

Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh- halîfeliği döneminde de, önceki mütevâzı ve zâhidâne hayatına devam etti. Daha evvel çevresindeki yetim kızların koyunlarını sağıverir, ihtiyaçlarını karşılardı. Halîfe olduktan sonra komşuları, artık onun meşgalelerinin artacağını, belki hayat şartlarının değişeceğini, artık bu hizmetleri göremeyeceğini düşünmüşlerdi. Ancak değişen bir şey olmadı. O, aynı mütevâzı hâliyle yetimlerin koyunlarını sağmaya ve ihtiyaçlarını bizzat karşılamaya devam etti.[1]

Sohbetle Kazanılan Güzellikler

Sohbetlere devam etmek tasavvufi (bu) yolun âdâbındandır. Sohbetlerde okunan âyet-i kerime, hadisi şerife, enbiyaullah, sahabe ve kibar-ı ehlullah menâkıbları gibi ruha inşirah ve bilgi veren şeyler okunduğunda dünya keder ve üzüntüleri, kalbden çıkar yerini Allah, peygamber ve İslâm büyüklerinin sevgisi kaplar.

Kibirliye Karşı 'Kibir' Olur mu?

Fıtrî bir sermâye olan kibir temâyülünü kullanmanın câiz, hattâ gerekli olduğu durumlar vardır. Nitekim bunlardan biri olarak“Kibirliye karşı kibir, sadakadır.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, IV, s. 366/5299) buyrulmuştur.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.