ümmet olmak

Ümmet Nasıl Olunur?

Ümmet neyi ifade eder? Ümmet nasıl olunur? Ümmet olma sorumluluğu neyi gerektirir? Hayırlı bir ümmet olmanın yolu...

Biz, Tek Bir Ümmetiz

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Biz, Tek Bir Ümmetiz” başlığıyla yayınlandı.

Kabrinde “Ümmetim, Ümmetim” Diyen Peygamber

Peygamber Efendimizin en büyük derdi, ümmetinin huzuru ve ebedî kurtuluşuydu.

Müslümanın Hayatında Denge: İtidal

Her işte olduğu gibi hizmette de itidale riâyet etmek, son derece mühimdir. Hizmet ehlinin, hizmet adına çoluk-çocuğunu, anne-babasını ve rızkını kazandığı işini bir kenara bırakıp ihmâl etmesi nasıl doğru değilse, bunları bahâne ederek hizmetten geri durması da aynı şekilde mahzurludur.

Ümmeti Birleştirecek Adım

“Ben Müslümanlardanım” ikrarı, ümmet fertleri için etnik ve her terlü gurupsal farklılıkların üstünde ve önünde “buluşma noktası”dır. Önemli olan bu noktadaki birlikteliği, bir başka ifade ile din kardeşliğini öteki beraberliklerin de ancak kendisiyle anlam ve değer kazandığı asıl fazilet ve gerçek olarak içselleştirip öylece yaşamaya çalışmaktır. Ümmet olarak bütünleşmenin başlangıç adımı ve yapısal özelliği bu olsa gerektir.

Kardeş Olmak İçin Kan Bağı Gerekmez!

Hamdolsun Müslümanız biz, fesatla olmaz işimiz! Kelime-i şehâdeti getirenler, kardeşimiz! Dünya, insanoğlunun hırsına ve öfkesine yenik düşme zaafı yüzünden, saçma sapan ve üzücü bir karışıklık içerisindeyken, Müslümanlar olarak tekrar tekrar dönüp aynaya bakmak ve vicdanlarımızı, samîmî bir niyetle, asr-ı saâdet mihengine vurmak zorundayız. Çünkü gün kardeşlik günüdür!

Myanmar Hükümeti Soykırımdan Suçlu Bulundu

Uluslararası Daimi Halk Mahkemesi, Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlarla gündeme gelen Myanmar hükümetinin Müslüman azınlıklara soykırım yaptığını açıkladı.

Hayırlı Ümmet Olmanın İlk Şartı

Hayırlı bir ümmet olmanın ilk şartı her müslümanın emr-i bi’l-mâruf vazifesini tam manasıyla kavrayıp bir hayat prensibi haline getirmesidir.

Evinize Bomba Düşse Ne Yapardınız?

Ailenizle güzel bir günün sabahında kahvaltı yaparken ki "Allah korusun!" evinize, odanıza bomba düşse ne yapardınız? Eviniz başınıza yıkılmadan, can havliyle kendinizi ve ailenizi dışarı atmaz mıydınız? Yoksa siz ne yapardınız?

İlahi İmtihanların Gayesi Nedir?

Bugünün en önemli imtihanlarından biri biz müslümanlar için kardeşlik ve fedakârlık imtihanıdır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.