türkmenler

Türkmendağı'ndan Türkiye'ye Sığındılar

Esed ve Rusya'nın Türkmen köylerine gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle Arfalı noktasına gelen aileler Türkiye'ye alınıyor.

Halepliler Aç, Susuz ve Çaresiz

Rus ve rejim güçlerinin yanı sıra İran destekli Şii milislerin saldırıları sonucu harabeyi andıran Halep'te yaşam her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bombalar altında hayatta kalmayı başaran insanlar, açlık ve susuzlukla çaresizlik içinde mücadele ediyor.

Suriye'nin Kuzeyinde Türkiye'yi Neler Bekliyor?

Hiç kuşkusuz Türkiye’nin önündeki en öncelikli, en can alıcı konu terör meselesi. İçeride oldukça başarılı bir mücadele sayesinde terör örgütüne önemli bir darbe vurulmuş vaziyette. Ancak terörle mücadele konusunda içerideki başarıya paralel dışarıda ise terör örgütünün uzantısı PYD, Kuzey Suriye’de müttefikimiz (!) Amerika’nın marifeti ve desteği ile alan kazanmaya devam etmekte.

Suriye'deki Savaşın Acılı Annesi

Hatay'ın Yayladağı ilçesine sığınan Bayırbucak Türkmeni Zarife Karabacak, ülkesindeki iç savaşta, ikisi son 5 ayda olmak üzere üç evladını kaybetmenin acısını çekiyor.

Hüdâyî Vakfı'ndan Bayırbucak Türkmenlerine Yardım

Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı, Bayırbucak Türkmenlerine yardımlarına devam ediyor.

Kayhider'den Türkmenler'e Yardım

Kaynaşlı Belediyesi ve Kaynaşlılılara Hizmet Derneği (KAYHİDER) bünyesinde Suriye'deki Bayırbucak Türkmenleri için toplanan bir tır dolusu yardım malzemesi Türkmenler'e gönderildi.

Türkmenler Çadır Kurdu

İç savaş nedeniyle Bayırbucak Türkmen bölgesindeki evlerini terk eden Suriyeliler, sığındıkları güvenli bölgede çadır kurarak, yeni yaşam alanı oluşturmaya çalışıyor.

Türkmenler, Bağımsızlığının 24. Yılını Kutluyor

27 Ekim 1991'de bağımsızlığını kazanan Türkmenistan'da, bağımsızlığın 24. yıl dönümü törenlerle kutlanıyor.

Suriyeli Türkmenler Türkiye'ye Sığındı

Suriye'nin Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinde yaşayan yaklaşık 200 Türkmen, PYD'nin baskısı nedeniyle Türkiye'ye sığındı.

Türkmenler Lübnan'da Hayat Mücadelesi Veriyor

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Lübnan'ın doğusundaki bölgelere sığınan Türkmen aileler, hayatlarını zor şartlar altında sürdürüyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.