türk kültürü

Türkiye'nin Beka Sorunu Eğitimdir

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile "eğitim ve kimlik üzerine" bundan 22 yıl önce Altınoluk Dergisi'nde yapılan röportajı önemine binaen sizlerle paylaşıyoruz.

Hilmi Ziya Ülken Kimdir?

Son dönem Türk bilim ve fikir adamı olan Hilmi Ziya Ülken (1901-1974) özellikle Türkçe’de İslâm felsefesi tarihiyle ilgili kaynakların oldukça kıt olduğu bir dönemde yazdığı eserlerle ilâhiyat çevrelerinde geniş ilgi görmüş, uzun yıllar ilâhiyat fakültelerinde kitapları ders kitabı olarak okutulmuştur. 

Hindistan'da Müslümanlara 'türkoli' Deniyor

Hindistan İslami Şurası Yüksek Konseyi Üyesi Sıddıki, "Haydarabad, Türk kültürünün olduğu bir yer. Gayrimüslimler, Müslümanlar için 'Türk' veya 'Türkiye'den gelen' 'Türkoli' kavramını kullanıyor." dedi.

Pâyitaht Nedir?

Son dönemde Osmanlı tarihine dönük yapılan çalışmalar, eski Türk kültürüne karşı merak uyandırdı. Bunlardan birisi de payitaht dizisidir. Peki payitaht ne demektir? Payitaht ne için kullanılmıştır?

Türk-islam Kültürünü Dünyaya Nakşediyorlar

Nakkaşlık ve hattatlığı günümüzde sürdüren ustalar, çeşitli ülkelerdeki tarihi yapılar, saraylar, camiler ve turistik mekanlara süslemeler yaparak Türk-İslam kültürünü dünyaya nakşediyor.

Bulgaristan'da Bir Türk İli: Kırcaali

Soydaşlarımızın çoğunlukta olduğu Bulgaristan şehirlerinden biri olan Kırcaali'de Türkler, asırlık geleneklerinden kopmadan hayatlarını sürdürüyorlar.

Klasik Türk Sanatı Dünya Kültür Mirası Listesinde

Klasik Türk Sanatları'ndan biri olan Ebru, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Türkiye adına "Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alındı.

Hüdâyi Vakfı Suriyeliler’in Dertleriyle Dertleniyor

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşta bugüne kadar 200 bine yakın insan hayatını kaybetti. Savaş nedeniyle ülkelerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı ise 2 milyonu geçti. Türkiye’nin misafir ettiği Suriyeliler başta güneydoğu illeri olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinde hayatlarına devam ediyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.