türk askeri

Allah Yolunda Nöbet Tutmak

Allah yolunda nöbet tutmanın faziletleri nelerdir? Hadislerle nöbet tutmanın faziletleri...

Askere Giden Gence İki Tavsiye

Allah dostları, sevenlerini her konuda irşad ederler. Evlenecek, okuyacak, askere gidecek evlatlarıyla ayrı ayrı ilgilenirler. Hepsinin durumuna göre maddi, mânevi destek vermeye gayret ederler. Onlara dualar eder, önemli tavsiyelerde bulunurlar. Bu anlamda Sami Efendi Hazretlerinin askere gidecek iki gence verdiği nasihatleri sizlerle paylaşıyoruz.

Sudanlı Yetimlerden Türk Askerine Dua

TSK'nın, Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na Sudanlı yetimler dualarıyla destek oldu.

Osmanlı’nın “Medine Müdafaası” Nasıl Oldu?

“Medine Müdafaası, Hicaz Bizden Nasıl Ayrıldı?” hatıratı Nâci Kâşif Kıcıman’a ait. Hicaz’da bizzat vazife almış bir istihbarat zabiti olan Nâci Bey’in samimi hatıratında kendinizi bulmanız mümkün.

Mehmetçiğin Yazdığı Destan

Ciltlerle yazılsa anlatılamayacak “Çanakkale Destânı” hakkındaki takdirkârlıklardan küçük bir numûne...

Kur'ân-ı Kerim'in Susmadığı 'salt Türk Şehitliği'

Osmanlı Devleti'nin bugünkü Ürdün topraklarındaki merkezi olan Salt kentindeki "Türk Şehitliği", Birinci Cihan Harbi'nde İngilizlere karşı vatanlarını savunurken şehit düşen kahraman Türk askerlerinin aziz hatırasını yaşatıyor.

Hak Yolunda Uyumayan Gözler

“Allah yolunda nöbet beklemekte vesâir din ve vatan hizmetlerinde uyumayan göze cehennem haram kılınmıştır.” (Nesâî) 

Lider Eğitimden Çanakkale Şehitlerini Anma Programı

“Herkes Oradaydı, Sen Neredesin” sloganı ile Üsküdar meydanda 19 Mart Cumartesi günü Çanakkale hakkında farkındalık oluşturmak maksadıyla program gerçekleştirildi.    

Mehmetçiğin Destanı

Çanakkale zaferi, milletimizin karakterine nakşolmuş olan îmân ve vatanperverlik duygusunu ifâde eden en müşahhas misallerinden sadece bir tânesidir.

Çanakkale Destanı'nı En Güzel Anlatan Roman

Mehmed Niyazi’nin 1998 yılında yayınlandığı ilk günden bu yana büyük bir ilgiyle okunan Çanakkale Mahşeri isimli romanı, Çanakkale muharebelerinin en gerçekçi anlatıldığı eserlerin başında geliyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.