ticaret

Faiz Alan Da Veren De Bunu Bilsin!

Yüce dinimiz İslam faizi, bütün çeşitleriyle kesin olarak yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) faiz alana da verene de lanet etmiştir.

Peygamberimiz Zamanında Medine’de Ticaret Nasıldı?

Peygamber Efendimiz döneminde Medine’de ticaret hayatı nasıldı? Peygamber Efendimiz’in koyduğu ticaret kuralları nelerdir? Medine Çarşısı ve Medine’de ticari hayatın tanzimi...

Müslümanın Ekonomisi Nasıl Olmalı?

Ekonomi disiplini adına (ya da hayatla ilgili bütün başlıklar adına) söylenecek her prensip, Allah ile ilişkimize nasıl baktığımızla alakalıdır. Ölçü için O’na bakıyorsak başka insan oluruz, O’nu unutarak yaşıyor, tutkularımız - hevamız bize yön veriyorsa başka insan oluruz. İnsanın bu ayrışmayı unutması da, kendi kendine kurduğu bir psikolojik tuzaktır. Ekonomi disiplini, Müslümanın kendine özgü karakterinin eseri olacaktır.

Dürüstlük Her Zaman Bereket Kapısıdır

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), müşteriye doğruyu söylemeyen ticaret erbabını kendi cemaatine layık görmemiş ve “Bizi aldatan bizden değildir” buyurmuştur. Ticarette dürüstlük ise kıyamette peygamber komşuluğu ile müjdelenmiştir. Zira dürüstlük, her alanda bereket kapısıdır.

Suriyeli Lokantacıdan Yoksullara Ücretsiz Yemek

Suriyeli Şerif Burghleh, camına Arapça, Farsça ve Türkçe "Parası olmayan bedava yemek yiyebilir." yazısını astığı Zeytinburnu'ndaki lokantasında, günde 10-15 ihtiyaç sahibine ücretsiz yemek veriyor.

Bir Zamanlar İstanbul'da Ticaretin Altın Kuralları

Birçok işadamının yetiştiği tekstil sektörünün kalbi İstanbul Eminönü'ndeki Sultanhamam, modern ticarette kümelenmenin dünyadaki ilk ve en başarılı örneği kabul ediliyor. Ticaretin ahlâklısını ve kazancın helalini ekonomik hayatın merkezine oturtan ahilik izlerinin hakim olduğu Sultanhamam'da ticaretin yazılmamış kuralları vardı. 

Senin Kurtuluşun Başkalarında!

Müʼmin, kendi kurtuluşunun, başkalarının da kurtuluşuna hizmet etmekten geçtiğini hiçbir zaman unutmamalıdır. Yani müslüman, bencil olmamalı, bilâkis diğergâm bir rûha sahip olmalıdır. Yüksek bir mesʼûliyet duygusuyla, din kardeşlerini, hattâ imkânı nisbetinde bütün mahlûkâtı kendisine zimmetli bilmelidir.

Ticarette Görülmedik Hakkâniyet

Asr-ı Saâdet’te Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve halîfeler, ticârî piyasayı kontrol altında tutmuş, haksız gelir elde etme yollarını kapatmışlardır.

'kul Hakkı' Vitrine ve Reklamlara Düştü

Peygamber Efendimiz (s.a.v) örnek şahsiyeti ve yaşayışıyla, kazanırken ve harcarken dikkate alması zarûrî olan ölçüleri göstererek, sahâbe-i kirâmın  hayatında bir denge kurulmasını sağlamıştı.

Bir Kral İle Gencin İbretlik Kıssası

Ticaret, helal yoldan kazanç sağlamak için yapılır. Dinimizce de makbul bir iştir. Hz. Peygamber (sav) ve mezhep imamımız Ebu Hanife’nin de mesleğidir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.