Suriyeli Türkmenler Türkiye'ye Sığındı

Suriye'nin Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinde yaşayan yaklaşık 200 Türkmen, PYD'nin baskısı nedeniyle Türkiye'ye sığındı.

Tel Abyad ilçesinde bağlı Hamam köyünde yaşayan Türkmenler, bölgenin kontrolünü elinde bulunduran PYD güçlerinin tehditleri sonucu köyü boşalttı.

Türkmenlerden yaklaşık 700'ü doğu tarafına giderken, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 200 Suriyeli Türkmen, Akçakale ilçesine 10 kilometre uzaklıktaki İsmail Direk Karakolu yakınlarına geldi. Türkmenler, burada Türkiye'ye sığınmak talebinde bulundu. Askeri araçlarla alınan Türkmenler, Akçakale Emniyet Müdürlüğü kayıt bürosuna getirildi. Burada kayıtları yapılan Türkmenlere sıcak yemek ikram edildi.

Grup adına konuşan Ömer Dede, Tel Abyad bölgesinin kontrolünü eline geçiren PYD güçlerinin Türkmenlerin yaşadığı köye gelerek burayı boşaltmalarını aksi durumda köyü vuracaklarını söylediğini belirtti.

PYD'nin Türkmenleri DAEŞ üyesi olmak veya bağlantıları bulunmakla suçladıklarını aktaran Dede, şöyle konuştu:

"Tüm Türkmenler korkusundan köyü boşalttı. Yaklaşık 700'ü doğu tarafına gitti, 200 kadarı da sınırı geçerek Türkiye'ye sığındı. Bize Türkiye'den başka sahip çıkan yok. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkililere bize yaptıkları yardımlar için teşekkür ediyoruz. Bizim isteğimiz tekrar Suriye'ye evimize dönmektir, inşallah Türkiye'nin yardımıyla döneceğiz."

Dede, ayrıca Rakka tarafında ağaçlar arısında yaşayan yaklaşık 10 bin Türkmen bulunduğunu ve bunların hayatlarından endişe duyduklarını dile getirerek, "Bizlerin korkusu, onlara bir şey olmasıdır. Bunlar DAEŞ ile PYD arasında kalmışlar ve bunları kurtarmamız lazım. Eğer bunları kurtaramazsak ezilir giderler" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.