Suriyeli Küçük Abdülaziz’i Hayata Döndürdü

Savaş muhabiri Şerif, Suriye'nin Azez kentinde tanıştığı, şarapnel parçalarıyla yaralanan ve yürümekte zorlanan 9 yaşındaki Abdülaziz Seleme'nin sağlığına kavuşması için büyük çaba gösteriyor.

Suriye'de yaşanan iç savaşı aktarmak için gittiği Azez kentinde, babası vefat eden annesinden de haber alınamayan, şarapnel parçalarıyla yaralandığı için yürüyemeyen 9 yaşındaki Abdülaziz Seleme ile tanışan gazeteci Yağmur Şerif, sosyal medyada düzenlediği kampanya ile küçük çocuğun ameliyatı için gereken parayı topladı.

9 YAŞINDA YETİM KALDI

Eşi Suriyeli olan savaş muhabiri 28 yaşındaki Şerif, nisan ayında görev için gittiği Azez'deki bir kampta 9 yaşındaki Abdülaziz Seleme ile tanıştı. Yaklaşık bir yıl önce düşen bombalar yüzünden babasını kaybeden ve şarapnel parçalarının isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Abdülaziz Seleme'nin annesinin de ailesini terk ederek kayıplara karıştığını öğrenen Şerif, yürümekte zorluk çeken çocuğa tedavi sözü verdi.

İstanbul'a döndükten sonra kolları sıvayan Şerif, sosyal medya üzerinden Abdülaziz'in tedavisi için para topladı. Şerif, ameliyat için gerekli parayı temin edince, 2 yaşındaki oğlunu İstanbul'daki yakınlarına emanet ederek halası ile Şanlıurfa'da bulunan Abdülaziz ile buluştu. Buluşmada gözyaşlarına hakim olamayan genç gazeteci, vakit kaybetmeden Abdülaziz'in tedavisi için hastane ile irtibat kurdu.

Şerif, Şanlıurfa'da özel bir hastanede çocuğun ameliyatını yaptırmayı planladıklarını belirterek, "Daha sonra Abdülaziz okula başlayacak inşallah. Eğitimini alacak ve ileride en büyük hayali doktor olacak. Biz de her zaman yanında olacağız. Gerekirse onu yanıma alırım, yeter ki iyileşsin." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.