Suriyeli Abbas’tan Erdemli Davranış

Malatya’da yardım malzemesi olarak gönderilen bir montun cebinde bulduğu 22 bin lira değerindeki 6 adet altın bileziği sahibine teslim eden Suriyeli 38 yaşındaki Abbas Taha’nın bu davranışı Arap medyasında da ses getirdi.

Yeşilyurt ilçesine bağlı Gündüzbey Mahallesi’nde kirada oturan Suriyeli 3 çocuk babası Abbas Taha, geçtiğimiz günlerde gönderilen yardım malzemeleri arasında bulunan bir montun cebinde 6 bilezik bulmuş ve hemen yardımları getiren kişiyi bularak altınları teslim etmişti.

Kirada ve işsiz olmasına rağmen bulduğu 22 bin TL değerindeki altınları hiç tereddüt etmeden sahibine teslim eden Suriyeli Abbas’ın bu hikâyesi Arap basınının da alâkasını çekti. Abbas Taha, Arap dünyasının en büyük televizyonlarından biri olan Lübnan El Cedid TV’de canlı yayına çıktı.

Beraberinde altınları teslim ettiği Savaş Özbey ile birlikte İstanbul’daki stüdyodan canlı yayına katılan Abbas Taha, 3 sene evvel Suriye’deki cenk sebebiyle Türkiye’ye sığındıklarını ve sonrasında ise Malatya’ya gelerek Gündüzbey Mahallesi’nde yaşamaya başladıklarını söyledi.

Abbas Taha, ülkelerinde kendileri gibi birçok Suriyeli'nin malını mülkünü bırakarak kaçmak zorunda kaldığını ifâde ederek bir Müslüman olarak asla harama göz dikmeyeceğini ve bugün olsa yine yanı davranışı sergileyeceğini söyledi.

Altınların sahibi yaşlı adamın akrabası olan Savaş Özbey de, yadım malzemelerini sosyal medya aracılığı ile Suriyeli Abbas Taha’ya ulaştırdıklarını belirterek daha sonrasında elbisenin içerisinde altın çıktığını öğrendiklerini belirtti. Bu vaziyet karşısında oldukça duygulandığını belirten Özbey, yokluk ve yoksulluklarına rağmen böyle fazîletli bir davranışta bulunan Abbas Taha’ya teşekkür etti.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.