Suriye'deki Savaşta Saçları Dökülen Küçük Kız

Ülkesindeki iç savaşta şahit olduğu manzara sonrası geçirdiği travmayla saçları dökülen 9 yaşındaki Suriyeli Esma, Türkiye'deki tedavi sonrası tekrar saçlarına kavuşacağı günü bekliyor.

Suriye'deki iç savaşta evinin ve okulunun bombalanmasına şahit olduktan sonra girdiği travma sonrası saçları dökülen 9 yaşındaki Esma, Türkiye'deki tedavisi sonrası yeniden çıkmaya başlayan saçlarının uzamasını sabırsızlıkla bekliyor.

Ülkelerindeki iç savaştan etkilenen Suriyeliler, güvenli liman olarak gördükleri Türkiye'de yaşadıkları sıkıntılı günleri geride bırakmaya çalışıyor. Halep'de yaşanan bombardıman sonrası evlerini terk etmek zorunda kalanlardan 6 kişilik Tantura ailesi de huzurlu bir ortama kavuşmanın yanında, kızları Esma'nın yaşanan zor günlerin etkisinden kurtulmaya başlamasıyla mutlu oluyor.

AYNALARA KÜSEN ESMA

Saçları olmadığı için aynalara küsen Esma, kafasında bandana olmadan kendisini huzursuz hissediyor.

Anne Medine Tantura, savaşa rağmen 5 ay öncesine kadar Halep'te ailesiyle yaşam mücadelesi vermeye çalıştıklarını, evlerinin bombalanması sonucu ülkelerini terk etmek zorunda kaldıklarını belirtti.

"Bomba düşünce ailemiz mahvoldu, kocam yaralandı, kızım da bombanın düşüşünü dışarıdan gördü ve çok korktu." ifadesini kullanan Tantura, bombardımanda yaralanan eşinin bir süre Azez'de tedavi gördüğünü, şahit oldukları sonrası içine kapanan Esma'nın kısa sürede saçlarının döküldüğünü ve aşırı kilo verdiğini anlattı.

Tantura, yaşadıkları olay sonrası Türkiye'ye geldiklerini, 2 ay Gaziantep'de kaldıktan sonra İzmir'e geçtiklerini, burada kendilerine "Umut Sende İzmir" Grubu gönüllülerinin yardımcı olduğunu ve ihtiyaçlarını sağladıklarını belirtti.

Kızı Esma'nın da bu süreçte tedavisine başlandığını söyleyen Medine Tantura, "Esma tedaviden önce çok kötüydü, yemek yiyemiyordu, saçları için çok üzülüyordu. İzmir'e geldikten sonra burada doktora götürdüler, sonra hem kilo aldı hem de saçları çıkmaya başladı. O da buna çok sevindi. Esma'nın yüzünün güldüğünü görünce ben de çok mutlu oluyorum." dedi.

Esma'nın kimliğinin çıkmasını ve okula gitmesini istediklerini dile getiren Tantura, "Ama o şimdi, okuldaki çocukların kendisini bu durumda görmesini istemediğinden okula gitmek istiyor. Bir an önce iyileşip sağlığına ve saçlarına kavuşsun. Onun öğretmen olmasını çok istiyorum." ifadesini kullandı.

UÇAKLARDAN KORKTUĞUM İÇİN SAÇLARIM DÖKÜLDÜ

Geçirdiği ağır travmanın etkisini Türkiye'de gördüğü ilgiyle hafifleten, gördüğü tedaviyle de saçlarına kavuşacağı günü hasretle bekleyen Esma Tantura da okulunun ve evinin uçaklar tarafından bombalandığını, bunun kendisini çok korkuttuğunu söyledi.

Türkiye'ye geldikten sonra yeniden mutlu olmaya başladığını anlatan Esma Tantura, "Burada çok rahat ettik, inşallah Suriye'de savaş biter biz yeniden oraya gideriz. Uçaklardan korktuğum için saçlarım döküldü, burada beni doktora götürdüler. Şimdi saçlarım biraz daha düzelmeye başladı, onlar çıktıkça ben de çok mutlu oluyorum. Saçlarım uzayınca annem onları tarayacak ve güzel tokalar takacak. Biran önce çıkmasını istiyorum." diye konuştu.

Esma, okula gitmeyi ve doktor ya da öğretmen olmak istediğini de sözlerine ekledi.

SAÇLARI OLMADIĞI İÇİN OKULA GİTMEK İSTEMİYOR

"Umut Sende İzmir" Grubu kurucularından Arzu Ünsal ise ailenin İzmir'e geldiğini ve zor durumda olduğunu öğrenince hayırseverlerin desteğiyle topladıkları malzemeleri kendilerine ulaştırdıklarını, sorunlarını aşmaları için destek verdiklerini söyledi.

Ziyaretleri sırasında Esma'nın durumu öğrendiklerini ve çok üzdüklerini anlatan Ünsal, şunları kaydetti:

"Esma'yı doktora götürdük. Doktor, ağır bir travma geçirdiğini söyledi ve ilaçlar verdi. Şükür şimdi çok iyi, normale dönmeye başladı. Ailesi de bu durumdan çok mutlu. Esma şu anda daha kilo almış daha pozitif. Okula yazılacak kimliğini bekliyoruz ama saçlarından dolayı okula gitmek istemiyor, bir hayırseverimiz ona okula daha rahat gitsin diye peruk alacak. Okuyup bir yer sahibi olmasını gönülden istiyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.