Süleymaniye Camiî Tarihi

Süleymaniye Camiî ve Külliyesi ne zaman ve kim tarafından yaptırıldı? Süleymaniye Camisi’nin mimarı kimdir? Süleymaniye Camisi nerede? Süleymaniye Camiî tarihi, özellikleri, hakkında bilgi...

Süleymaniye Camiî, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırıldı. Süleymaniye Külliyesi de Fatih Külliyesi gibi simetrik ve merkezî bir külliyedir. Merkezde yer alan caminin etrafında medreseler, tabhane, darüşşifa, bimarhane, türbeler, hamam, çarşılar ve sıbyan mektebi vardır.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ’NİN MİMARI KİMDİR?

Süleymaniye Külliyesi, bir medeniyetin en zirve şaheserlerindendir. Cami, Osmanlı Devleti’nin altın çağında yapıldı. Banisi Sultan Süleyman Han’dır. Bu şaheserin mimarı ise Mimar Sinan’dır. Eseri olduğu medeniyetin bütün ihtişamını sergileyen bir mimari dehasıdır.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ’NİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Süleymaniye Camisi, tarihin benzerini kolay kolay göremeyeceği bir şantiye organizasyonu ile vücuda getirilmiştir. Camide kullanılan inşa malzemeleri, Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından getirildi. Caminin içinde yer alan dört sütundan biri İskenderiye’den, diğeri Baalbek’ten gemilerle taşındı. Üçüncüsü Saray-ı Âmire’den, dördüncüsü ise Kıztaşı’ndan getirildi. Camide dört halifeyi temsilen kullanılan bu sütunlar, 9,02 m uzunluğunda, 1,14 m çapındadır. Tahmini ağırlıkları 40-50 tondur.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ’NİN ÇALIŞMA ŞARTNAMESİ

Binada kullanılan ak mermerler, Marmara adasından, yeşil mermerler Arabistan’dan getirildi. İnşaatta mevsimlere göre sayı değişmekle birlikte üç binden fazla işçi çalıştırıldı. Cami şantiyesinde çalıştırılan hayvanlar için bile belirli çalışma şartları oluşturuldu. Çalıştırılan her işçinin hakkı zamanında ödenmiş, kimseye haksızlık yapılmadığı gibi yük taşıyan hayvanlara da haksızlık yapılmadı. Çalışma şartnamesinde hayvanların çalışacakları ve dinlenecekleri saatler belirlenmiş, yemleri ve suları ihmal edilmemiş, hayvanlar taşıyamayacakları yükler için zorlanmadı.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ KAÇ MİNARELİDİR?

Caminin minareleri diğer camilerden farklı olarak camiye bitişik değil, avlunun köşelerine yerleştirildi. Minareler ile kubbe arasındaki orantı tam bir deha ürünüdür. Üç şerefeli iki minare 76 m, iki şerefeli olan iki minare ise 56 m’dir. Yerden yüksekliği yaklaşık 50 m olan 26,5 m çapındaki kubbe ile minareler harika bir orantı ve tenasüp oluşturmaktadır. Caminin ebatları 59 m x 58 m’dir. Kareye yakın bir plana sahip caminin yaklaşık 3.500 m² iç alanı vardır. Caminin dört minaresi Sultan Süleyman Han’ın İstanbul’un fethinden sonra dördüncü Osmanlı padişahı olduğunun, minarelerde yer alan on şerefe ise Kanuni’nin 10. Osmanlı sultanı olduğunun işaretidir.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ’NİN KUBBESİ

Caminin bir büyük kubbesi, iki yarım kubbe ile desteklendi. Kubbe içi duvarlarına yerleştirilen küpler ile cami içi akustiği mükemmel bir şekilde ayarlandı. Caminin kandilleri arasına yerleştirilen devekuşu yumurtaları sayesinde örümceklerin ağ örmeleri engellendi. Mimar Sinan,cami içerisinde kurduğu hava dolaşım sistemi sayesinde, yanan yaklaşık dört bin kandilin ve mumun isi, caminin giriş kapısı üzerinde bulunan “is odası”nda toplanarak caminin kararması engellendi.

CEBRAİL’İN KANATLARI

Mermer minberi ve mihrabı bir oymacılık şaheseridir. Mihrap üzerinde yer alan “şehper-i Cibril (Cebrail’in kanatları)” adı verilen renkli pencereler, benzersiz güzelliktedir. Caminin yazıları, hat sanatının en zirve şahsiyetlerinden Ahmet Şemseddin Karahisârî tarafından yazıldı. Anlatıldığına göre kubbe hatlarını yazarken gözlerinin âmâ olması sebebiyle kalan yazılar, talebesi Hasan Çelebi tarafından yazıldı. Bu devasa külliyenin maliyeti 896.380 florin; yani 537 yük 82.900 akçedir. (1 yük, 100.000 akçedir.) Yapılan güncel bir hesaplamaya göre caminin günümüz maliyeti yaklaşık 900 milyon dolar, külliyenin maliyeti ise 3 milyar dolar civarındadır. Caminin inşaatı tamamlandığında gören herkes camiye hayran oldu. Sultan Süleyman Han, büyük bir tevazu örneği sergileyerek, inşa ettirdiği camiyi mimarbaşının açmasını teklif etti.

Mimar Sinan, padişahın bu iltifatına şu şekilde cevap verdi: – Sultanım! Hattat Şemseddin Karahisârî, caminin hatlarını yazmak uğruna gözlerini feda etti. Bu şerefi ona bahşediniz!

Ardından yapılan dualar ve âminlere karışan gözyaşlarıyla cami ibadete açıldı.

SÜLEYMANİYE KÜLLİYESİNDE KİMLERİN MEZARI VAR?

Caminin haziresinde iki türbe vardır. Bu türbelerden birinde padişahın hanımı Hürrem Sultan medfundur. Diğerinde ise Kanuni Sultan Süleyman, kızı Mihrimah Sultan ve Sultan II. Süleyman ile Sultan II. Ahmet medfundur.

Mimar Sinan vefat edince Süleymaniye Külliyesi’ninyanı başında mütevazi bir mezarlığa defnedildi. Süleymaniye Camisi tamamlandıktan sonra külliyenin masraflarını karşılamak üzere: 217 köy,  2 mahalle,  30 mezra, 5 köy  mahsulü,  7  değirmen,  2 dalyan (balık çiftliği), 2 iskele, 1 çayırlık, 2 çiftlik, 2 ada ve 1 hisse olmak üzere 271 vakfın geliri camiye bağışlandı.

SÜLEYMANİYE CAMİÎ NEREDEDİR? - HARİTA

 

 

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Muhteşem..

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.