Sudanlı Gençlere Bilimi Sevdirdi

Türkiye’de öğretmen olan Muaz Erdem, Sudan’ın başkenti Hartum’daki öğrenci yurtlarında, üniversiteli gençlere deney yaparak bilim ve teknolojiyi sevdiriyor. NASA’nın araştırma kamplarına da katılan Erdem, “Çocuklar hayatları boyunca unutamayacakları deneyim yaşadılar” diyor.

Türkiye’de özel bir eğitim kurumunda öğretmen olarak çalışan Muaz Erdem, kurban bayramı vesilesiyle geldiği Sudan’ın başkenti Hartum’daki öğrenci yurtlarında üniversiteli gençlere deney yaparak, bilim ve teknolojiyi sevdirmeye çalıştı. İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden mezun olan, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve The International Astronomical Search Collaboration’ın Pan Starrs Asteroid Araştırma kamplarına da katılan Erdem, bilim ve teknoloji sevgisini Sudanlı öğrencilerle paylaştı.

Televizyon ekranlarında gördüklerini test etme imkanı bulduklarını söyleyen öğrenciler, özellikle sanal gerçeklik gözlüğünden etkilendiklerini dile getiriyor.

SANAL UZAY YOLCULUĞU

Erdem, kurban organizasyonu için geldiği Sudan’da şu ana kadar 75 öğrenciye ulaştığını söyleyerek çalışmaları hakkında şunları söyledi: “İki farklı öğrenci yurdunu ziyaret ederek Afrikalı öğrencilerle buluştum. Özellikle sanal gerçeklik gözlüğü onları çok etkiledi. Gözlüğü takan arkadaşlarımızı uzay yolculuğuna çıkardık. 3 boyutlu gezegenleri gören Afrikalı kardeşlerimizin heyecanı gözlerinden okunuyordu. Beyin dalga sensörüyle de günümüzdeki robotların nasıl hareket ettirildiğini basit bir oyunla onlara gösterdim. Deneyleri bizzat yaşamaları onlar için hayatları boyunca unutulmayacak bir olay oldu.”

DÜNYA GÖZÜMÜZE YAKLAŞTI

Gençlerle bilimsel deneylerin yanı sıra İslam tarihindeki Müslüman bilim adamlarının hayatları ve çalışmalarına ilişkin de paylaşımlarda bulunduğunu aktaran Erdem, gençlerin bilim ve teknolojiyle buluşturulduğu bu çalışmayı bütün Afrika’ya yaymak istediklerini kaydetti. Erdem’le bir araya gelen Cibutili öğrenci Abdurrahman Ali, burada öğrendikleri modern teknoloji bilgilerini asla unutmayacağını belirterek, “Bugün daha önce görmediğimiz şeyler gördük. Dünya gözümüze yakınlaştı. Yakın zamanda öğrendiğimiz bu teknolojik bilgileri gerçekleştirmeyi temenni ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: yenisafak.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.