Sudan'da Zor Şartlarda Yapılan Hafızlık Eğitimi

Sudan'da yıllardır iç savaşla boğuşan Müslümanların İslamiyet ve Kur'an aşkı imkansızlık tanımıyor.

Kendi içinde üç ayrı eyalete bölünen Darfur'un güneybatısında yer alan Nyala'da Müslüman birçok aile, ergenlik çağına gelen çocuklarını medreselere göndererek dinlerini doğru öğrenmelerini ve hafızlık eğitimi almalarını sağlıyor.

Nyala'daki İmam Malik Mektebi de İslami eğitimin verildiği yerler arasında bulunuyor. Şehrin dışına kurulmuş ve etrafında sessizliğin hakim olduğu okulda 120 öğrenciye hafızlık eğitimi için 7 personelle hizmet sunuluyor.

Yaşları 13 ila 17 arasındaki Darfurlu öğrenciler, Kur'an-ı Kerim eğitimini burada yatılı olarak sürdürüyor. Kamışlardan yapılmış çadır odalarda onarlı gruplar halinde kalan öğrenciler, kalın iplerden yapılmış yataklarda yatıyor.

"MÜMİNLER KARDEŞTİR"

Öğrencilerin ortak gayesi ise bütün olumsuz şartlara karşın hafızlık eğitimlerini tamamlamak. Medresedeki maddi imkansızlık eğitime de yansımış durumda. Yeteri kadar Kur'an-ı Kerim'in olmadığı kursta öğrenciler hafızlığını, "Luh" adı verilen kalın tahta levhalarla öğreniyor. Luhlara kömür tozuyla yazılan ayetler, ezberleninceye kadar silinmeden muhafaza ediliyor.

Medresede yatılı eğitim gören 15 yaşındaki Cemal Abdullah En Nur, yakın zamanda hafızlığını tamamlayacak öğrenciler arasında yer alıyor.

Nur, ailesinin isteğiyle eğitime başladığını anlatarak, "Bütün arkadaşlarım özveriyle derslerine çalışıyor. Hocalarımızın desteği her daim bizimle. Hafızlığımızı tamamlamak için ezberlerimizi yapıyoruz. Hepimizin tek isteği var; İslam ümmetine hayırlı bir nesil olmak." ifadelerini kullandı.

TÜRK STK'LARINA TEŞEKKÜR

Mektep Müdürü Kemal Yunus da Darfur halkını yalnız bırakmayan Türk sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ederek, "Burada, açlık ve susuzlukla mücadele etmek zorundayız. Sıkıntılar yaşıyoruz fakat yalnız değiliz. İHH gibi bize destek çıkan Türk sivil toplum kuruluşlarına teşekkür borçluyuz. Vatanlarından kalkıp kilometrelerce öteye, Afrika'ya gelmeleri 'Müminler kardeştir' sözünü bizlere hatırlatıyor. Allah hem onların hem de bizlerin yardımcısı olsun." diye konuştu.

Ülkede İmam Malik Mektebi'ne benzer çok sayıda dini eğitim-öğretim veren medrese mevcut. Fakirliğin her alanda göze çarptığı ülkede halk uluslararası toplumdan ve yardım kuruluşlarından gelen bağışlarla ancak ayakta kalabiliyor. Medreselerdeki eğitimlerin ise daha uygun koşullarda sürdürülebilmesi için daha çok hayırseverin desteği bekleniyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.