Srebrenitsa'da Ne Oldu? 

Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen ve 8 binden fazla Boşnak sivilin katledildiği Srebrenitsa soykırımının 22. yıl dönümünde, savaşta BM bünyesindeki askerlerin üs olarak kullandığı Potoçari'deki eski akü fabrikasında anma töreni düzenlendi.

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Bakir İzetbegovic, burada yaptığı konuşmada, içinde yaşadıkları zamanın kendilerinden seslerini yükseltmelerini ve soykırımın korkunç mesajını anlamayan veya anlamak istemeyenlere cevap vermelerini talep ettiğini vurgulayarak, 1995 yılında burada yaşananların herkes tarafından iyi bilindiğini, Radovan Karadzic ve Ratko Mladic’in emrindeki birliklerin, esir alınan binlerce Boşnak erkeği katlettiğini hatırlattı.

"Burada öldürülen genç ve yaşlı erkekler, ailelerini ve hayatlarını savunan insanlar kime, ne kötülük etmişti?" diyen İzetbegovic, "15 yaşında öldürülen Damir Suljic ile 72 yaşındaki Alija Salihovic’in suçu Müslüman olmak, Boşnak olmak ve Srebrenitsa’da doğmaktı." ifadelerini kullandı.

İzetbegovic, Srebrenitsa’da yaşanan soykırımda BM’nin de "dilsiz" ve "pasif" kaldığına işaret ederek, "Günlerce devam eden katliamlar hakkında kesin bilgiler aldılar. Artan toplu mezarlarla ilgili uydu görüntüleri de vardı. Yine de BM’nin güvenli bölgesini korkakça katliama terk ettiler." dedi.

Zalimlerin vicdanının hiçbir zaman uyanmadığını söyleyen İzetbegovic, "Onlar bugün de, tıpkı 22 yıldır olduğu gibi burada yaşanan zulmü inkar etmeye ve saklamaya devam ediyor." diye konuştu.

İzetbegovic, uluslararası ve yerel mahkemelerin burada yaşananları mümkün olan tek bir isimle, "soykırım" olarak nitelendirdiğine dikkati çekerek, "Srebrenitsa’nın acı tecrübesi, hepimize ağır bir soru soruyor. Kimi zaman bu sorunun cevabının olmadığını düşünüyoruz. Ancak bunun cevabı olmalı. Bu cevaplar, hayat ve barışla dolu gelecekte. Böyle bir geleceğe ise barış sayesinde gidilebilir. Bu, herkese, bize de gelecek nesillere de gerekli. Ancak bir şey herkesçe bilinmeli. Bosna Hersek’te barış ve daha iyi bir gelecek, adalet ve hakikat olmadan mümkün değil." dedi.

Sırp halkına, politikacılarına ve dini liderlerine hakikati kabul etmeleri ve soykırımı inkar etmekten vazgeçmeleri çağrısında bulunan Boşnak lider, gerçekten barışın sağlanabilmesi ve daha iyi bir geleceğin inşa edilebilmesi adına Sırp tarafının nihayetinde bu adımı atması gerektiğini vurguladı.

İzetbegovic, "Srebrenitsa, Boşnakların en derin yarasıdır ve onlar bunu hiçbir zaman unutmayacaktır. Bizim en büyük intikamımız, adalet ve hakikat olmalıdır. Bu nedenle adalet ve hakikat mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

BOSNA'DAKİ SAVAŞIN SORUMLULARI CEZALANDIRILMALI

Törende konuşan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) Başkanı Carmel Agius, mahkemenin birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen Bosna'daki savaşın sorumlularının cezalandırılması ve toplu mezarların bulunmasına yönelik yaptıkları çalışmalardan dolayı gururlu olduklarını söyledi.

Adaletin, ICTY'nin kararı ile geldiğini söyleyen Agius, 1995 yılında burada yaşananların ilk kez mahkemenin verdiği kararla onandığını hatırlattı.

Soykırımı inkar edenlere, kurban yakınlarına ve Bosnalı siyasi liderlere mesajı olduğunu aktaran Agius, "Tarihin inkarı, hakikate yönelik bir saldırıdır. Srebrenitsa'daki soykırım ondan önceki hiçbir olay ile karşılaştırılamaz." ifadelerini kullandı.

Kurban yakınlarının, soykırımı inkar edenlerin tuzaklarına düşmemesi gerektiğini vurgulayan Agius, siyasi liderlerin ise bu ülkeyi yönetmek adına zorlu bir görevi olduğunu hatırlattı.

Törende ayrıca Anma Töreni Organizasyon Komitesi Başkanı Camil Durakovic, AB'nin Bosna Hersek Misyon Şefi Lars Gunnar Wigemark ve AGİT Bosna Hersek Misyon Şefi Jonathan Moore da katılımcılara hitap ederek, başsağlığı diledi, soykırımın unutulmaması gerektiği mesajını verdi.

71 soykırım kurbanının daha defnedileceği bu yılki cenaze ve anma törenine Türkiye adına Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da katılıyor.

SREBRENİTSA'DA NE OLDU? 

Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Sırp birlikleri tarafından işgal edilmesinin ardından, BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, 8 binden fazla Boşnak erkeği ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Kaynak:

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.