Sosyal Medya Psikolojimizi Bozdu

Son dönemde gittikçe artan sosyal medya ve internet kullanımı nedeniyle psikolojisi bozulan tüketicilerin yüzde 43'ü kendini "bağımlı" olarak tanımlıyor.

Son dönemde gittikçe artan sosyal medya kullanımı ve akıllı telefonların yaygınlaşması, avantajların yanı sıra tüketiciler için bazı dezavantajları da beraberinde getirdi.

We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan "Digital in 2017 Global Overview" raporuna göre, dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 adet akıllı telefon kullanırken, dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisi en az bir cep telefonu sahibi.

Gittikçe artan sosyal medya ve internet kullanımı nedeniyle psikolojisi bozulan tüketicilerin yüzde 43'ü kendini "bağımlı" olarak tanımlıyor. Bilinçsiz internet kullanımı yüzünden, gelişmeleri kaçırma korkusu, sosyal çekilme, fake titreme gibi psikolojik rahatsızlıklar zirve yaparken, Türk gençlerinde internet kullanımı yüzde 90'lara ulaştı.

Dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlasının artık cep telefonundan geldiği bildirilen raporda, dünya nüfusunun beşte birinden fazlasının son 30 gün içinde alışveriş yaptığı bildirildi.

Aynı raporda Türkiye'ye ilişkin verilere de yer verildi. Yılın başında yayımlanan rapora göre, Türkiye'de nüfusun yüzde 60'lık penetrasyonu internete bağlanıyor. Türkiye'deki mobil kullanıcı sayısı 71 milyonken, sosyal medyaya mobilden bağlanan kullanıcı sayısı ise 42 milyon olarak açıklandı.

GENÇLERİN YÜZDE DOKSANI İNTERNET KULLANIYOR

Rapora göre Türkiye'deki cihaz kullanıcılarının yüzde 95'i cep telefonu sahibi ve yüzde 75'i akıllı telefon kullanıyor. Dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanımı yüzde 51 oranındayken, kullanıcılar gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karşısında, 3 saatini telefon üzerinden internete bağlanarak ve 3 saatini sosyal medya platformlarında geçiriyor. TV karşısında geçirilen vakit ise ortalama 2 saat olarak açıklandı.

İNTERNET BAĞIMLILIĞI ARTIYOR

Türkiye'deki akıllı telefon ve sosyal medya kullanım alışkanlıkları hakkında AA muhabirine açıklama yapan Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Yönetim Kurulu Başkanı Said Ercan, "Türkiye'de genç nüfus sosyal medyayı çok aktif kullanıyor, gençler arasında internet kullanım oranı yüzde 90'a ulaştı." dedi.

Ercan, internet bağımlılığının arttığının altını çizerek, "FOMO-Gelişmeleri kaçırma korkusu (fear of missing out), Hikikomori (Elini ayağını çekmek-Sosyal çekilme), Fake Titreme gibi hastalıklar son dönemde zirve yaptı." ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.