Sokak Kütüphanesi Bilgi Dağıtıyor

Yozgat'ın Sorgun ilçesinde, Bahadın Belediyesinin "Al götür, oku getir" sloganıyla açık havada oluşturduğu ve görevlisi bulunmayan sokak kütüphanesine belde sakinleri yoğun ilgi gösteriyor.

Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Bahadın beldesinde, belediyenin "Al götür, oku getir" sloganıyla oluşturduğu ve görevlisi bulunmayan sokak kütüphanesi ile belde sakinlerinin okuma alışkanlıklarının artırılması hedefleniyor.

Bahadın Belediyesi, belde sakinlerinin evlerinde bulunan kitaplardan herkesin faydalanması ve kullanılmayan oyuncakların değerlendirilmesi için belde meydanında kitap ve oyuncak kumbarası kurdu. Vatandaşlar evlerindeki kitapları ve kullanılmayan oyuncakları kumbaraya attı. Belde sakinlerinin kitaplara yoğun ilgi göstermesi üzerine belediye, kumbaranın yanında bulunan çardağı sokak kütüphanesine çevirip kitapları raflara dizdi.

Belde halkı, görevlisi olmayan "Sokak kütüphanesi"nde bulunan kitapları alıp götürüyor, okuduktan sonra da getirip tekrar yerine bırakıyor. Bazı vatandaşlar da gün içerisinde kütüphanenin yanında bulunan banklarda oturup kitap okuyor.

Bahadın Belde Belediye Başkanı Dilaver Özcan, beldenin çocuğu, kadını, genci ve yaşlısıyla okumayı sevdiğini söyledi.

Başkan seçilmeden önce öğretmen olduğunu aktaran Özcan, beldede okumayı daha yaygınlaştırmak amacıyla vatandaşların evlerindeki bir kenarda duran kitapları ile kullanılmayan oyuncakları ihtiyaç duyanlara ulaştırmak için "Al götür, oku getir" projesini başlattıklarını belirtti.

Vatandaşın projeye yoğun ilgi gösterdiğini ve kumbaraya atılan kitapları, sokakta oluşturdukları raflara dizdiklerini anlatan Özcan, "Kitap almak serbest, getirip koymak serbest, dolayısıyla böyle bir kitap alışverişini bedelsiz olarak kasabada yapıyoruz. Eğer okuma sevgisini özellikle çocuklarda geliştirebilirsek bizim için mutluluk verici bir olay olacak." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.