Sokak Hayvanlarına Çocuğu Gibi Bakıyor

Ordu'da yarım asrı aşkın süredir baba mesleğini kardeşiyle sürdüren çömlek ustası, sokaktaki bakıma muhtaç kedi ve köpekleri besliyor ve bakımlarını sağlıyor.

Ordulu çömlek ustası 70 yaşındaki Salih Karayiğit, bakımını üstlendiği sokak hayvanlarını besliyor, gerektiğinde veterinere götürerek tedavi ettiriyor.

Ünye ilçesinde babasının çömlek atölyesinde mesleğe adım atan Karayiğit, küçük yaşlarda işin inceliklerini öğrenmeye başladı. 7 yaşından beri babasına işlerinde yardımcı olan Karayiğit, ilerleyen yıllarda çömlek sanatının inceliklerini öğrenerek meslekte ustalaştı.

Salih Karayiğit, babasının hastalığı nedeniyle bıraktığı işi, kardeşi Osman Karayiğit ile ayakta tutmayı başardı. Karayiğit kardeşler, yaklaşık 12 yıl önce atölyelerini Sahilköy Mahallesi'nde bulunan eski tavuk çiftliğine taşıdı. Çocuk yaştan beri hayvanları çok seven Salih Karayiğit, iş yerinin çevresindeki sokak hayvanlarına da sahip çıktı.

Sokaklarda bakıma muhtaç kedileri atölyesine alan Karayiğit, bir yandan hayvanların günlük yiyeceklerini karşılıyor bir yandan da sıcak ortamda büyümelerini sağlıyor. İş yerinin çevresinde bulunan 15'i aşkın köpeği ise et, tavuk ve ekmek gibi gıdalarla besleyen çömlek ustası, sağlık problemi olduğunda da hayvanları veterinere götürüyor.

İki çocuk babası Salih Karayiğit, mesleğini 63 senedir sürdürdüğünü belirterek, "Babamla 40 yaşına kadar çömlekçiliği yaptım. Sonrasında babam işi bize bıraktı, 10 sene sonra da vefat etti. Aile sanatını kardeşimle sürüdürüyoruz." dedi.

Özellikle inşaat malzemeleri üzerine çalışmalar yaptıklarını aktaran Karayiğit, baca şapkası ve bileziği, çanak, çiçek saksıları gibi ürünlerin üretimini gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Kırmızı ve beyaz etle besliyor

Karayiğit, mesleği 12 yıldır 500 metrekare büyüklüğündeki eski tavuk çiftliğinde icra ettiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buranın çevresinde de çok sayıda sokak hayvanı var. Hayvanları buraya gelip bırakıyorlar. Hayvan evinde pişmiş et yemiş, bakım ve sevgi görmüş. Daha sonra bu hayvanı sokağa atıyorsun. Hayvan da olumsuz psikolojiye giriyor. Benim için bunun kadar acı bir şey yok. İnsanlar bu konuda duyarsız. Bu hayvan bu arazide ne yiyecek? Bakıyorum hayvana, kemikleri çıkmış. Aç ve susuz kalıyorlar. Ben de onlara bakmaya başladım."

Yiyecek verdiği hayvanların kendisine alıştığını dile getiren Karayiğit, "15 civarında köpek her akşam buraya gelir. Onların hepsini doyuruyorum. Sabahleyin dolmuşla geliyorum. Dolmuşun sesini duyuyorlar, fren sesinden benim geldiğimi anlıyorlar. 'Karnımız doyacak' diye geldiğimi biliyorlar. Hemen asfalta gelip beni karşılıyorlar. Sonra onları doyuruyorum. Yazın plaj mevkisinde yapılan ızgaralardaki kemiklerle doyuyorlar. Kışın da ben ilgileniyorum." diye konuştu.

Karayiğit, tavukçudan, 10-20 kilogram kemik aldığını ifade ederek, şunları söyledi:

"5-10 lira karşılığında tavuk kemiği alıyorum. Bayat ekmek ile et de alıyorum. Tencereye eti koyuyorum. Ekmeği de içine doğruyorum. Daha sonra çanaklara koyuyorum ve güzelce yiyorlar. Onları seyretmek çok güzel, çok mutlu oluyorum. Gelmediğim zaman iş yerine telefon ediyorum ve onların doyurulmasını sağlıyorum. İşe gelmediğimde aklım onlarda kalıyor. Gece de olsa onları doyurmaya geliyorum."

Bir kangal köpeğinin uyuz olduğunu ve tüylerinin döküldüğünü belirten Karayiğit, veterinere başvurduğunu ve köpeği tedavi ettirdiğini anlattı.

Kedileri sobayla ısıtıyor

Karayiğit, atölyesi içerisinde 10'a yakın kedi beslediğini kaydederek, "Kediler daha narin. Onlara içeride bakıyorum. İki tanesi sandalye üzerinde yatıyor. Akşamları onlara soba yakıyorum. Diğerleri de geziyor, akşam yemek için buraya geliyor. Kediler için masa üzerinde etleri, yiyecekleri var. Kediler eliyle koymuş gibi yiyeceğini biliyor. Oraya gelir ve yerler. Bizi çok seviyorlar." dedi.

Sokak hayvanlarına daha fazla önem verilmesi gerektiğine dikkati çeken Karayiğit, çevresinde özel bir barınak kurulması halinde her ay emekli maaşından aidat verebileceğini söyledi.

Muhabir: Eyüp Elevülü

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.