'siyasal İslam'a Ortadoğu'da Yer Yok!

Aralarında normalde bir araya gelmeyecek olanlarınında bulunduğu söz konusu uluslararası çevreyi Türkiye ve onun hükümetine karşı bir şeytanlaştırma operasyonda bir araya getiren gerekçeler ne? Onları bu ortak paydada birleştiren ne? Onları Ortadoğu'da bir araya getiren ne?..

Hiç kuşkusuz Türkiye’ye yönelik algı operasyonunda ve düşmanlıkta rol üstlenenlerin her birinin ayrı ayrı gerekçesi var. Ama ortak gerekçeleride var.

Ortak gerekçeden başlayalım isterseniz.

Bu noktada en temel ve görünen ortak paydaları; “siyasal İslam” diye nitelendirdikleri İslami referanslarla hareket eden tüm siyasi oluşumların bölge halkları için artık bir alternatif olmaktan çıkartılması. Bu, özellikle Arap halk isyanlarından sonra hem Batı’nın hem Ortadoğu’daki monarşilerin diktatör rejim bakiyesi çevrelerin öncelikli hedeflerinden bir haline geldi.

"MÜSLÜMAN KARDEŞLER" VE "NAHDA HAREKETİ"NDE BUNU BAŞARDILAR

Bu ortak payda ile hareket eden söz konusu çevreler bu hedefe ilk önce Mısır’da ulaştılar. Mısır’ın seçimle iktidara gelmiş Muhammed Mursi liderliğindeki Müslüman Kardeşler iktidarını devirdiler.

Tunus’ta bir başka İslami çizgideki Nahda hareketinin iktidara gelmesini engelleyemediler ama yine el birliği ile muktedir olmasını engellediler. İktidarı, laiklerle paylaşmasının önünü açmak için çalıştılar ve bunu da başardılar.

Bu ortak hedef doğrultusunda Libya’nın ortadan ikiye bölünmesine razı oldular…

Suriye’de, yüzbinlerce kişinin katili “Esed giderse yerine İslamcılar gelir” gerekçesiyle beş yıldan bu yana dünyanın en büyük katliamına bu yüzden seyirciler…

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Eylül 2015, 355. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Ne yapmalı?

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.