Sinop'ta 18 Yıldır Trafik Işığı Yok

Sinop'ta 1998 yılında ulaşımda aksamalara neden olduğu gerekçesiyle kaldırılan trafik ışıklarına, 18 yıllık sürede ihtiyaç duyulmadı.

Sinop’ta kent merkezi dışında son iki yıldır sadece bir tane trafik ışığı olması Sinopluları rahatsız etmiyor. Sinop Valisi Hasan İpek, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

"SÜRÜCÜLERİN YAYAYA OLAN SAYGISINI GÖRÜYORUM"

“Sinop birinci öncelikli insanların birbirine olan saygısı sebebi ile gerçekten çok değerli bir il. Bunu en güzel şekilde trafikte görüyoruz. Yani bir tane trafik ışığı var. Fakat burada yayalara araç sürücülerinin ne kadar saygılı olduğunu her seferinde görüyorum. Trafikte birbirlerine karşı olan saygılarını görüyorum.

"KORNALAR, KAVGALAR HİÇ GÖRMÜYORUM"

O kadar yollarımızın elverişsiz olmasına rağmen şehir merkezinde büyük kornalar, büyük kavgalar hiç görmüyorum. Bu insanların birbirine karşı olan saygısı ve iyi niyetini gösteriyor. Bu birbirine karşı saygılılığın dışında gerçekten ülkesine saygılı ve ülkesini gerçekten çok seven insanlar. Bizde devlet aleyhine çalışan, ülkenin birliği aleyhine çalışan hiçbir kuruluş ve hiçbir Sinoplu yok. Bunu övünçle söylüyorum.

"TÜRKİYE'NİN EN MUTLU İLİ SİNOP"

TÜİK’in yaptığı araştırmada Türkiye’nin en mutlu ili Sinop çıkmasıyla da tescillenmiş oldu. Sinop Karadeniz’in bütün güzelliklerini barındıran bir il. Diğer illerde olmayan tarihi geçmişi ile de çok önemli. En güzeli de insanların güzelliği. Hem saygılı, hem kanaatkar hem de ülkesini seven ve gerçekten de mutlu insanların şehri"

SADECE BİR TANE TRAFİK IŞIĞI VAR

Sinop merkezde şehir dışında hastane önünde bir trafik ışığı bulunuyor.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.