Simülasyonla 'asr-ı Saadet'e Yolculuk' Yapılıyor

Mekke'de, Esselamü Aleyke Eyyühen Nebiyyü Müzesi, Hazreti Muhammed'in hayatının tüm yönlerini simülasyonlarla anlatarak, ziyaretçilerine "Asr-ı Saadet"e yolculuk imkanı tanıyor.

Mekke'de, teknolojinin tüm imkanları kullanılarak hazırlanan görsellerle ziyaretçilerine "Asr-ı Saadet'e yolculuk" imkanı veren müzeye büyük ilgi gösteriliyor.

Esselamü Aleyke Eyyühen Nebiyyü Müzesi, Hazreti Muhammed'in hayatının tüm yönlerini simülasyonlarla anlatarak, ziyaretçilerine "Asr-ı Saadet"e yolculuk imkanı tanıyor. Simülasyon gösterilerinden etkilenen ziyaretçiler zaman zaman gözyaşlarına hakim olamıyor.

Asr-ı Saadet döneminde kullanılan çeşitli araç ve gereçlerin örneklerinin de sergilendiği müzede kurulan televizyon kanalında Hazreti Muhammed'in hayatı anlatılıyor.

PEYGAMBERİMİZ İÇİN BÜTÜN MAL VARLIĞINI HARCADI

Müzenin kurucusu olan ve Hazreti Hüseyin'in soyundan geldiğini ifade eden Dr. Nasir Misfir Al Quariyşi Alzahrani, bütün mal varlığını müze için harcadığını belirterek, "Efendimiz için 500 kaside ve 4 bini aşkın beyit yazdım" dedi.

Müzeyi birçok ülkeden önemli devlet adamlarının ziyaret ettiğini kaydeden Alzahrani, projenin bir hayır ve vakıf projesi olduğunu, aynı zamanda Türkiye'de de aynısını yapmayı hedeflediklerini anlattı.

20 farklı ülkeden bu müzenin bir şubesini açmak için talep geldiğini kaydeden Alzahrani, şöyle konuştu:

"İnsani ve hayır işlerini çok önemsiyorum. Bu projenin bu hale gelmesi için bütün masraflarını karşıladım. Bütün Müslümanların burayı ziyaret etmesi için burayı vakıf olarak mahkemede tescillettim. İstanbul'da projenin kurulması için yer dahi tahsis edilmiş. Bu projeye başladığımda Peygamber Efendimizin hayatını yazmaya başladım. Geçtikçe bu genişledi. Müzede Peygamber Efendimiz zamanında Mekke ve Medine nasıldı görülebiliyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.