Sığınmacıların "yusuf Babası" Yardıma Koşuyor

Ankara’nın Çubuk ilçesinde, 4 yıl önce parkta gördüğü bir Suriyeli ailenin durumundan etkilenerek sığınmacılara yardım için harekete geçen imam, ilçedeki Suriyeli, Iraklı, Özbek ve Afgan mültecilere yardımcı oluyor.

İlçeye 12 kilometre uzaklıktaki Ovacık Mahallesi’nde görev yapan imam Yusuf Karabacak, bölgeye gelen ilk Suriyelilerden olan bir aile ile 4 yıl önce parkta karşılaştı. Ailenin durumundan etkilenen ve "Bir şeyler yapmam lazım" düşüncesiyle yola koyulan Karabacak, o günden beri gece gündüz demeden mahalledeki sığınmacıların yardımına koşuyor.

SIĞINMACILARIN "YUSUF BABASI" 4 YILDIR UMUT OLUYOR

Çubuk’ta sığınmacıların "Yusuf Babası" olarak bilinen Karabacak, yaklaşık 4 yıldır Suriyeli, Iraklı, Özbek ve Afgan mültecilerin umudu oldu. Zamanla ilçeye gelen mültecilerin ilk aradığı isim olan Karabacak, bu kişilerin isim, meslek ve iletişim bilgelerini de tutarak sadece yardım etmekle kalmıyor iş bulmalarına da aracı oluyor.

Haftanın 7 günü ihtiyaç sahibi mülteciler ile ilgilenen Karabacak, hastaları tedavi ettiriyor, karnı açlara aş, açıkta olanlara ev buluyor. İmkanlarıyla yardım toplayıp bunları dağıtan Karabacak, çok sayıda aileye katkı sağlıyor.

Kendisini yardımda "aracı" olarak niteleyen Karabacak, ilçedeki hayırseverlere yardımı amacına uygun bir şekilde ulaştırmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.

ELİMDEN GELDİĞİ KADAR ONLARA YARDIMCI OLURUM

Boş vakitlerinde, izinli olduğu günlerde aracıyla yardımları toplayıp ihtiyaç sahibi ailelere ilettiğini anlatan Karabacak, şöyle konuştu:

"Zalimlerden kaçarak ülkemize sığınan bu kardeşlerimizin dramları, çaresizlikleri beni çok etkiledi. Uzun uzun düşündüm ve 'bir şeyler yapmam gerek' hissiyle harekete geçtim. O gün bugündür herhangi bir ihtiyaçları olduğu zaman beni ararlar, ben de elimden geldiği kadar onlara yardımcı olurum. Evlerini tek tek dolaşırım, neye ihtiyaçları olduğu konusunda liste tutarım. Ona göre de yardımları kendilerine iletirim. Listede tüm aile fertlerinin isimleri, iletişim bilgileri, durumları ve meslekleri hakkında bilgiler mevcuttur."

Karabacak, hazırladığı listedeki, çalışabilecek durumda olan sığınmacıların yüzde 90'ına iş bulmaları konusunda vesile olduğunu belirterek, ihtiyaç sahibi ailelere de maddi veya insani yardım ulaştırmaya gayret ettiğini vurguladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.