Sga'da Neler Yapılıyor?

Hüdayi Sosyal Girişimcilik Akademisi (SGA) geleceğin hizmet lideri adaylarını bir taraftan manevi derslerle desteklerken diğer taraftan mesleki eğitim ve kişisel gelişim dersleri ile saha hizmetlerine hazırlamaya devam ediyor.

Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri’nin manevi huzurunda, geleceğe yön verecek sosyal girişimci adaylarını yetiştiren Hüdayi Sosyal Girişimcilik Akademisi uzman eğitimciler eşliğinde eğitimlerine devam ediyor.

Akademide geleceğin hizmet lideri adayları bir taraftan manevi derslerle desteklenirken diğer taraftan mesleki eğitim ve kişisel gelişim dersleri ile saha hizmetlerine hazırlanıyor.

SGA1

Geçtiğimiz dönem ilk mezunlarını veren Hüdayi Sosyal Girişimcilik Akademisi (SGA) programı, üniversite mezunu (lisans veya önlisans) gençleri özel bir programla sivil toplum kuruluşları ve sosyal sorumluluk çalışmalarına, maddi ve manevi donanımlı yönetici adayları hazırlıyor.

Eğitimler Kişisel Gelişim, Manevi Eğitim, Mesleki Eğitim ve Saha Stajları olmak üzere dört ana başlıkta oluşmakta ve Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Üsküdar yerleşkesi Şeyh Dairesi binasında yapılıyor.

10 ay süren SGA eğitimi, haftanın 6 günü tam zamanlı katılım gerektiriyor. Eğitimler, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi tarafından sertifikalandırılarak akademiyi başarıyla bitirebilen öğrencilere takdim ediliyor.

SGA

Yeni dönem ön kayıtları için; üniversite mezunu, 25 yaşını geçmemiş, erkek sosyal girişimci adayları niyet ve referans mektupları ile başvurularını mayıs ayından itibaren www.sosyalgirisimcilikakademisi.com adresinden yapabilirler.

SGA katılımcılarına; sosyal ve kültürel faaliyetler, sanat dersleri, nitelikli burs, İstanbul’da barınma ve yemek imkânları sunuyor.

İletim: Aziz Mahmud Hüdayi Mahallesi, Aziz Efendi Mektebi Sk. No:11, Şeyh Dairesi, Tel: 0216 341 18 99

SGA2

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.