Senenin Sonunda Okunacak Duâ

Senenin sonunda okunacak dua hangisidir? Senenin sonunda okunacak duanın Arapçası, Türkçe okunuşu ve anlamı...

Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri “Dualar ve Zikirler” kitabında senenin sonunda okunacak duayı şu şekilde aktarıyor:

YIL SONU DUASI

Arapça:


Türkçe Okunuşu:

"Ve sallallâhü alâ seyyidinâ Muhammediv ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellem. Allâhümme mâ amiltühü fî hâzihisseneti mimmâ neheytenî anhü velem terdahü ve nesîtühü velem tensehü ve halümte aleyye bâ'ğde gudratike alâ ugûbetî ve deavtenî ilettevbeti minhü bâ'ğde cerâetî alâ me'sıyetik. Allâhümme fe innî esteğfirüke minhü feğfirlî ve mâ amiltü fîhi min amelin terdâhü ve veadtenî aleyhissevâb. Fe es-elükellâhümme yâ Kerîmü yâ Zel Celâli Vel İkrâm. Entegbelehü minnî ve lâ tegda-a racâî minke yâ Kerîm. Ve sallâllâhü teâlâ alâ seyyidinâ Muhammediv ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellem."

Anlamı:

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!

Allah’ım, bu senede Sen’in nehyettiklerinden işleyip de bildiğim, tevbe etmediğim ve Sen’in de râzı olmadığın günahlarımı, yine benim unutup da Sen’in unutmadığın, beni cezâlandırmaya gücün yettiği hâlde bana yumuşak davranıp cezâlandırmakta acele etmediğin, Sana isyana cür’et ettikten sonra beni tevbeye dâvet ettiğin günahlarımı affetmeni istiyorum, beni mağfiret eyle! Allah’ım, bu senede Sen’in râzı olduğun ve sevap vaat ettiğin amellerden yaptıklarımı kabul etmeni istiyorum ey Kerîm, ey Celâl ve İkrâm sahibi! Ümidimi Sen’den kestirmemeni istiyorum ey Kerîm!

Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!”

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

MUHARREM AYINDA OKUNACAK DUALAR

Muharrem Ayında Okunacak Dualar

KUR’AN’DA GEÇEN DUALAR

Kur’an’da Geçen Dualar

HADİSLERDE DUA

Hadislerde Dua

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.