Selime Nine Ekmek Teknesi İle Örnek Oluyor

Bilecik’te, kahvehane olarak kullanılan mekanı dönüştürerek fırın açan 70 yaşındaki Selime Pirvan, günde 1,5 kilogramlık 250 ekmek yapıp satıyor.

Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde eşinin vefat ettiği 1997'den beri ticaret yaparak ayakta kalmaya çalışan 2 çocuk annesi Pirvan, yaklaşık 8 ay önce bir dönem kahvehane olarak işletilen dükkanı 60 bin lira harcayarak taş fırına çevirdi.

Günde 1,5 kilogramlık ortalama 250 ekmek üretip satan Pirvan, 2 kişiyi istihdam ederek "çalışmanın yaşı yok" demenin gururunu yaşıyor.

"UZUN SÜRE BAYATLAMAYAN KÖY EKMEĞİ YAPIYORUM"

Pirvan, eşinin ölümünün ardından çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla ticaret yapmaya başladığını belirterek şöyle devam etti:

"Önce küçük giyim üzerine dükkan açarak ticarete başladım. Çeşitli işler denedim. Sonra fırıncılık aklıma geldi ve bu işe başladım. Boş durmayı sevmeyen bir insanım. Taş fırını kendi çabalarımla yaptım. Her gün erkenden fırını açıp hamuru mayalıyorum. Yanımda 2 kişiye de iş imkanı sağladım. Tamamen sağlıklı ve katkı maddesi kullanmadan ekşi mayayla uzun süre bayatlamayan köy ekmeği yapıyorum. Saat 02.30'da fırını açarak hamuru hazırlıyorum, akşam 20.30'a kadar fırındayım. Başka bir iş yapmaya zamanım yok. Ancak 5-6 saat gibi ev işlerini yapıp, istirahat ediyorum. Bu yörede bu ekmeğe 'bükme manav ekmeği' derler. Günde 250 ekmek çıkarıyorum. Pişmiş hali 1,5 kilogram olan ekmeklerin tanesini 5 liradan satıp hem vatandaşla sağlıklı ekmek yediriyorum hem de evimi geçindirecek kadar para kazanıyorum. Ekmeklere talep de giderek artıyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.