Şehzade Camiî ve Külliyesi

Şehzade Camisi ve Külliyesi ne zaman ve kim tarafından yapılmıştır? Şehzade Camiî’nin mimarı kimdir? Şehzade Camiî nerede? Şehzade Camiî tarihi, özellikleri, hakkında bilgi...

Mimar Sinan’ın üç meşhur eseri vardır. Şehzade Camisi ile Süleymaniye Camisi, birbirine çok yakındır. Üçüncüsü ise Edirne’deki Selimiye Camisi’dir.

MİMAR SİNAN’IN ÜÇ MEŞHUR ESERİ

Mimar Sinan, bu üç eseri hakkında kendisi şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur:

“Şehzade Camisi çıraklık, Süleymaniye kalfalık, Selimiye ise ustalık eserimdir.”

Kanuni Sultan Süleyman, bu camiyi genç yaşta vefat eden çok sevdiği oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırmıştır. Padişahın emriyle Mimar Sinan, 1543 yılında başladığı inşaatı 1548 yılında tamamlamıştır. Bu cami, Mimar Sinan’ın yaptığı ilk selatin cami ve külliyesidir. Külliyede medrese, tabhane, mektep, imaret ve türbeler bulunmaktadır.

ŞEHZADE CAMİÎ’NİN ÖZELLİKLERİ

Cami kubbesinin çapı 19 m, yüksekliği ise 37 m’dir. Dört yarım kubbe ile desteklenen bu büyük kubbe, dört fil ayağının üzerine oturtulmuştur.

Şehzade Camisi’nin ikişer şerefeli minareleri, bu camiyi İstanbul’daki diğer bütün selatin camilerinden farklı kılmaktadır. Minarelerin dış cephesindeki işlemeler, sadece bu camide görülen bir özelliktir.

Caminin içinde yer alan minber, mihrap ve müezzin mahfili sanat değeri açısından oldukça kıymetlidir. Cami külliyesinde toplam beş türbe bulunur. Bunlardan Şehzade Mehmet’e ait türbe, İstanbul’un en güzel türbelerinden biridir.

ŞEHZADE CAMİÎ NEREDEDİR? - HARİTA

 

İslam ve İhsan

CAMİLER VE KÜLLİYELER

Camiler ve Külliyeler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.