Savaşın En Büyük Mağdurları

Dünyanın bir çok yerinde kadınlar 8 Mart Dünya Gününü kutlamaya hazırlanırken savaşın mağduru Suriyeli kadınlar vatanlarından, evlerinden, kimisi ise yakınlarından uzak kalmanın burukluğunu yaşıyor.

Suriye’de rejim güçleriyle muhalifler arasında 2011 yılında başlayan çatışmalarda bugüne kadar milyonlarca Suriyeli vatanlarını terketmek zorunda kaldı. Suriye ile 911 kilometrelik sınırı bulunan Türkiye, geçen yaklaşık 5 yıllık süreçte tarihi, kültürel bağları bulunan Suriyeliler’e ilk ve en çok kucak açan ülke oldu. Yaşanan çatışmaların geçmişteki tüm savaşlarda olduğu gibi en büyük mağdurlarını kadınlar ve çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre hali hazırda Türkiye’de misafir edilen 2 milyon 715 bin mültecinin yüzde 49.2’sini kadınlar oluşturuyor.

thumbs_b2_0b9bfdc3eb68b07a54fcc98a4d5f8eec

thumbs_b2_4ca5208bf386462c06f8588c3a10979b

thumbs_b2_332fb53e63a10dbd8ade1520d377fa04

thumbs_b2_9ed62a8f3a9a92e23e0a4798bcd69851

thumbs_b2_437f6af7b4f5166a12e36cd7642e3308

thumbs_b2_865bcbfb908ad8ce7c85c9a4904868e0     thumbs_b2_aae5883e503dfc36f8de14f7925193e3

thumbs_b2_0368b4b9fecbfb6e7c59ae4af9241770   thumbs_b2_93971616cbd7397ed15f1c063eb0a643

thumbs_b2_a90108e7f181412ca341581694806797  thumbs_b2_d5d2a8a8321fef2bc36959335cd775c6thumbs_b2_d3af7d8aaa02cc36877a01ce8210ae18

thumbs_b2_ab055742298d92464d4901ae75c37a80

thumbs_b2_e698c02997c17f457ca82c8c4cf7de73

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.