Şanlıurfalı Girişimci Biyogaz Sistemi Tasarladı

Şanlıurfalı bir girişimci, kırsal mahallelerde ve köylerdeki hayvansal atıkların neden olduğu çevre kirliliğini önlemek ve gübreyi enerji kaynağına dönüştürmek amacıyla, atıklardan biyogaz ve organik gübre üreten sistem hazırladı.

Şanlıurfa'da bir girişimci, köylerde ve kırsal mahallelerde hayvan gübresinin neden olduğu çevre kirliliğini ortadan kaldırmak ve gübreyi enerji kaynağına dönüştürmek amacıyla biyogaz ve organik gübre üreten sistem tasarladı.

HER KÖYE BİYOGAZ VE DOĞAL GÜBRE PROJESİ

Aynı zamanda biyolog olan girişimci Yasin Büyükfırat, Azerbaycan Devlet Tarım Üniversitesi'de devam ettiği doktora programı için yürüttüğü çalışmalar kapsamında, hayvancılığın yaygın olduğu köylerde, gübre nedeniyle oluşan çevre kirliliğini ortadan kaldırmak, hayvan gübresinden biyogaz ve organik gübre elde etmek amacıyla "Her Köye Biyogaz ve Doğal Gübre Projesi"ni başlattı.

Şanlıurfa Teknokent bünyesinde ve Harran Üniversitesinin (HRÜ) desteğiyle çalışmalarını sürdüren Büyükfırat, hayvan gübresinden biyogaz üreten prototip geliştirdi. Kurduğu sistemde 10 tonluk fermantasyon tankına 5 ton su ve 5 ton da hayvan gübresi ekleyen Büyükfırat, otomatik cihazlarla 40 derece sıcaklıkta çeşitli işlemler sonucu gübreden gaz elde etti.

Karbonmonoksit gibi zararlı gazların da içinde bulunduğu gazı, su haznesinden geçirerek arındıran Büyükfırat, geliştirdiği sistemle kombi ve ocaklarda ya da elektrik üretiminde kullanılabilecek biyogaz ve tarlalar için organik gübre üretti. Büyükfırat, geliştirdiği prototipi yetiştiricilerin de görebilmesi için HRÜ Osmanbey Kampüsü'nde sergiliyor.

Girişimci Büyükfırat, Şanlıurfa'nın bir tarım ve hayvancılık kenti olduğunu hatırlatarak, kentte bir milyon 500 bin küçükbaş, 200 bin büyükbaş hayvan olduğunu söyledi.

Bu hayvanların gübrelerinin değerlendirilmesi amacıyla çalışma başlattığını aktaran Büyükfırat, "Doğaya atılan bu hayvansal atıklar sera etkisi yapıyor. Bu atıklardan yaklaşık yüzde 50'şer oranından metan gazı ve karbondioksit ortaya çıkıyor. Metan gazının sera etkisi karbondioksitten daha fazladır." dedi.

Hayvan gübresinin neden olduğu çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi, gübrelerin geri dönüşüme kazandırılması amacıyla bir prototip geliştirdiğini anlatan Büyükfırat, "Yaptığımız bu prototiple bizim asıl göstermeye çalıştığımız bu çalışmanın bütün köylerde yapılması gerektiği ve çok kolay yapılabileceğidir. Yani ciddi bir masrafa girmeden bu proje bütün köylerde yapılabilir. Biyogaz prototipini yaklaşık 20 bin lira harcama yaparak, bir fermantasyonla oluşturduk. Biz farklı bir yere kurduğumuz için ekstra masraflar çıktı. Aslında her köye 10-15 bin liraya yapılacak bir sistem." diye konuştu.

 AMAÇ ÇEVRE TEMİZLİĞİ

Büyükfırat, sistem sayesinde bir evin gaz ihtiyacının, kışın ısınmasının sağlanabileceğini kaydetti.

Benzer sistemlerin Çin ve Hindistan gibi ülkelerde kullanıldığını dile getiren Büyükfırat, şöyle devam etti:

"Türkiye bu konuda biraz geride kaldı. Burada hayvan gübresinin zararlarını gidermenin yanında fayda sağlamasını önemsiyoruz. Köylülerimize 'isterseniz gelin bu konuda size yol gösterelim. Bu sistemi kolay bir şekilde oluşturun hem gazınızı elde edin hem gübrenizi elde edin' diyoruz. Eğer büyük bir tesis kurmak istenirse bu gazı elektriğe çevirin, elektriğe dönüştürürken oluşacak sıcak suyu da seralarınızda kullanın' diyorum. Yani bu sistemin kurulmasıyla ilgili her türlü konuda köylülerimize ücretsiz yardımcı olabiliriz. Burada amacımız çevreyi temizlemek. Şu anda Türkiye'deki hayvansal atıkların gaz değerini düşündüğümüzde 20 milyar metreküp metan gazına denk geliyor ki bu da Rusya'dan satın aldığımız gaz miktarıdır. Ülkemizdeki bütün köylerde hayvansal atıklar değerlendirilirse gaz yönünden dışa bağımlılığımız ortadan kalkıyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.