Salçanın Küflenmesi Nasıl Önlenir?

Salça çoğunlukla domates ve kırmızı biber gibi çeşitli sebzelerin ezildikten sonra suyunun çıkarılmasıyla kaynatılarak yapılan bir besindir. Salçalarda nem içeriği sebebiyle küflenme oluşabilir. 

Ev yapımı salçalarda küflenmeye pek rastlanmamakla birlikte, hazır salçalar küflenebilir. Doğru saklanma ve kullanma yöntemleri ile salçanın küflenmesini engelleyebilirsiniz.

SALÇA NASIL SAKLANMALI?

Salçalar kuru ve serin yerlerde saklanmalıdır. Cam kavanozlar hem hijyen açısından hem de sağlık açısından daha iyi bir tercih olacaktır. Kiler gibi karanlık bir yerde saklayabilirsiniz. Çünkü genellikle buzdolabında yer sıkıntısı olmaktadır. Salçanın hava almaması da önemli bir husustur. Konserve olarak alacağınız salçaları alırken son kullanma tarihlerine bakarsanız daha iyi olacaktır. Geçmek üzere olanları değil daha uzun süre dayanacak olanları almalısınız. Bu sayede daha fazla saklayabilirsiniz.

SALÇANIN KÜFLENMESİNİ ÖNLEMENİN YOLLARI

Eğer hazır salça tüketiyorsanız salça alırken küçük boyutlarda almalısınız. Böylece kısa zamanda tüketerek küflenmesine fırsat vermezsiniz. Salçanızı alırken teneke kutu yerine cam kavanozda alırsanız daha iyi olur. Hem sağlık açısından hem de küflenmesini önleme açısından daha iyi olacaktır. Eğer teneke kutuda aldıysanız eve geldiğinizde cam bir kavanoza boşaltmanız da alternatif olabilir.

Sıvı yağ:

Eğer aldığınız salça çok fazla ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız çok kolay bir çözümü vardır. Salçayı küçük kavanozlara koyarak üzerine sıvı yağ koyabilirsiniz. Bir kavanoz salçaya 3 yemek kaşığı sıvı yağ yeterli olacaktır. Her yemek yapışınızda yemeklere üzerindeki yağ ile birlikte salçayı ekler ve salçanın üzerindeki yağı yenilersiniz. Böylece küflenmez ve üzerindeki yağıda yenilemiş olursunuz. Kullanmadığınız kavanozlardaki salçaları da üzerine sıvı yağ ekleyerek, kapaklarını kapatıp kullanana kadar açmazsanız küflenmesi engellenir.

Zeytinyağı:

Salçalarınız çok fazla ise bir başka yöntem olarak her kavanoz için bir çay bardağı zeytinyağı koyarak ateşte kaynatın. Kaynatırken ocağın kısık ateşte olmasına dikkat edin. Daha sonra içine bir yemek kaşığı kaya tuzu ekleyerek sıcak olarak kavanozları kapatın. Buzdolabında ya da serin bir yerde saklamanız doğru bir tercih olacaktır.

Tereyağı:

Uzun zaman kullanmayacağınız salçanızı tereyağı ile saklayabilirsiniz. Tereyağını eriterek kullanmayacağınız salça kavanozlarının üzerine dökün. Ağzını hava almayacak şekilde kapatıp, serin bir yerde saklayarak kullanacağınız zaman açabilirsiniz. Ayrıca kullanacağınız zaman üzerine sık sık sıvı yağ dökerseniz küflenmesi önlenmiş olur.

Buz kalıpları:

Salçalarınızı küçük plastik buz kalıplarına koyarak dondurabilirsiniz. Sonrasında hepsini bir poşete koyup kullanacağınız zaman çıkartırsınız. Isı ile temas edeceği için yemek yapacağınız zaman hemen eriyecek ve size zorluk çıkarmayacaktır. Bu formülün bir başka avantajı da tek kullanımlık olmasıdır. Daha pratik bir yöntemdir.

Tuz:

Genellikle konserve salçalar çok fazla tuzlu olmamaktadır. Bu nedenle aldığınız zaman bir kavanoza boşaltırken içine bir kilo salçaya yarım fincan tuz girecek şekilde tuzlayıp saklayabilirsiniz. Daha uzun ömürlü olacaktır. Ayrıca konserve salçaları bir kavanoza boşaltmak istemezseniz konserveyi açtıktan sonra üzerini hava almayacak şekilde bir kapakla ya da çay tabağı ile kapatabilirsiniz.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.