Sakal-ı Şerif Havalimanı'nda Ziyarete Açıldı

Hazreti Muhammed'in (s.a.v.) Sakal-ı Şerif'i ve Kabe örtüsü Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminal'inde Cuma namazı öncesi ziyarete açıldı. Onlarca kişi Sakal-ı Şerif, kuyruğa girdi.

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminalinde  bulunan mescitte Ramazan dolayısıyla Sakal-ı Şerif  ile Kabe-i Muazzama örtüsü salavatlar eşliğinde açıldı. Cuma namazı öncesinde mescitte sıraya giren yerli ve yabancı yolcularla bazı havalimanı çalışanları, oluşturulan koridorla özel cam kabin içerisindeki Sakal-ı Şerif'i ile Kabe-i Muazzama örtüsünü ilahiler eşliğinde görme imkanı buldu. Sakal-ı Şerif ziyareti sırasında sıraya girenler öpüp başlarına koydular ve salavat getirdiler. Duygulu anların yaşandığı ziyarette, bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı.

GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Mescidi İmam Hatibi Abdülsamet Karadayı da Sakalı Şerifi tutarken zaman zaman göz yaşlarına hakim olamadı. Çok anlamlı bir amaç için bir araya geldiklerini söyleyen Karadayı,  şunları kaydetti: "Kur'an-ı Kerim'in indirildiği Ramazan-ı Şerif'te alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) mübarek sakallarını buraya getirmek nasip oldu. Cenab-ı Hak istifade etmeyi, bereketlenmeyi, şifa bulmayı da nasip eylesin. Burada ne kadar büyük şifalar, ne kadar büyük bereketlenmeler vardır. İnşallah o niyetle, halisane, maddi ve manevi hastalıklarımıza şifa olsun. Tabii ki kıblemiz olan Kabe-i Muazzama'nın örtüsü de burada görülebiliyor."

“SAKAL-I ŞERİF’İ İLK DEFA GÖRDÜM”

Havalimanı çalışanlarından Hakan Yıldız, Sakal-ı Şerif'i ilk defa  gördüğünü, büyük bir huzur hissettiğini anlatırken, Bayram Öktem ise daha önce  başka mekanlarda Sakal-ı Şerif'i görme imkanına erişmesine rağmen her defasında  farklı duygular hissettiğini belirtti. Güney Afrika'dan Atatürk Havalimanı'na gelen Patrick Malasela da  "Sakal-ı Şerifi ilk defa burada gördüm. Daha önce karşılaşmamıştım. Benim için unutulmaz bir anı oldu." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.