Sabah Namazında Gençlerle Buluşma

Üç günlük programı kapsamında Adana’da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sabah namazında Sabancı Merkez Camiinde gençlerle birlikte sabah namazı kılarak onlarla sohbet etti.

Kainatın uyanmaya başladığı bir zamanda uyanık olmanın ve Allah’ın huzurunda olmanın büyük bir nimet olduğunu belirten Başkan Görmez, “Kainatın uyanmaya başladığı bir zamanda çünkü her sabah bir diriliştir. Dirilişin yaşandığı zamanda insanların yüce divanda olması, uyanık olması, Allah’ın huzurunda olması büyük bir nimettir. Bu nimeti bize bahşettiği için Allah’a sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi.

Tabiatın uyanmaya başladığı bir zamanda sabah namazını kılan birinin Allah’ın koruması altında olacağını ifade eden Başkan Görmez, sabah namazı sonrası gençlerle olan sohbetinde şunları söyledi:

SABAH NAMAZININ FAZİLETİNİ BİLSENİZ!..

“Yüce Peygamberimiz buyuruyor ki, ‘Her kim sabah namazını kainatla beraber, tabiatla beraber dirilerek, haşrolarak eda ederse, o Allah’ın koruması altındadır’ Sevgili gençler, hep Allah’ın korumasında olasınız. Allah’ın koruması üzerinizden eksik olmasın. Başka bir hadisi şerifinde de Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor, ‘Eğer siz her sabah böyle uyanıp gelip cemaatle sabah namazı kılmanın faziletini, kıymetini bilseydiniz, gücünüz yetmediği zamanlarda sürünerek gelirdiniz’ Ama Allah bize güç vermiş, kuvvet vermiş, nasip etmiş, hep beraber geliyoruz yüce divanda duruyoruz, Allah’ın huzurunda bu güzel ibadeti eda ediyoruz. Allah bizden güç ve kuvveti almasın. Allah bizden kainatla beraber dirilme gücünü hiçbir zaman almasın.”

namaz_cocuk

Kur'an’ın bir talimatlar manzumesi olmadığını, Kur'an’ın kuluyla Allah arasındaki bir konuşma olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Görmez, şöyle devam etti;

“Kur’an sadece bir talimatlar manzumesi değil, Kur’an kuluyla Allah arasındaki diyalogdur, konuşmadır aynı zamanda. Yüce Rabbimiz her bir insana değer vermiş ve her bir insana kendi varlığını anlatmaya, kendi varlığını ispat etmeye çalışmış. Sevgili gençler, kendinizi Kur’an mahrum bırakmayınız. Kur’an sizin yaratılış gayenizi anlatan yegane kitabınızdır. Rabbimiz bizleri bu ayetleri anlayan, idrak eden kullarından eylesin. Rabbimiz bizleri bütün sarp yokuşları, hayatın bütün sarp yokuşlarını tırmana bilmek için bizle lütuf eylesin. Rabbimiz bizleri daima doğru yola katsın. Varoluşun gayesini, yaratılışının hikmetini kaybedenlerden eylemesin”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.