Sabah Güneşinin Psikolojik Faydası

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Erkan Berksun, mevsimsel geçişlerde biyolojik saatin bozulmasıyla yaşanabilen depresyonu, sabah güneşini bir süre hissetmenin önlediğini bildirdi. 

Prof. Dr. Berksun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hava açık ve güneşliyken neşeli, kapalı ve bulutluyken cansız ve melankolik olan kişilerde çoğu zaman altta yatan sorunun biyolojik saatteki aksamalar olduğunu söyledi.

Mevsimsel geçişlerde görülen depresyonun bazen çeşitli kas ve baş ağrıları, kabızlık, bulantı gibi bedensel yakınmalara da yol açabildiğine işaret eden Berksun, "Belirtilerin süresi birkaç haftaya buluyorsa 'mevsimdendir geçer' demek yerine tedaviye başvurmak gereklidir. Yetersiz güneş ışığı beyinde kimyasal maddelerin düzeylerini ve dağılımlarını bozabildiğinden bazı bireyler depresyona daha açık hale gelir. Bunun için güneş ışığında sabahları yarım saat kadar oturmak mevsimsel geçişlerdeki depresyonu ve halsizliği önler" diye konuştu

DEPRESYONA YAKALANMA RİSKİ KADINLARDA DAHA FAZLA

Berksun, kadınlarda depresyona yakalanma riskinin erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğuna dikkati çekerek mevsimsel geçişlerde de depresyona kadınların daha sık yakalandığını anlattı.

Depresyonun toplumun yüzde 10-15’inde izlenen bir tıbbi hastalık olduğunu dile getiren Berksun, şunları kaydetti:

"Mevsimsel depresyon durumlarında kişinin dikkatini toplayamaması ve unutkanlığı sebebiyle iş performansı düşer. İsteksizliği ve yapacak gücü bulamaması nedeniyle de sorumlulukları aksamaya başlar. Gün ışığından yeterince faydalanmanın yanı sıra düzenli uyumaya dikkat etmek, vitaminlerden zengin bir beslenme düzeni ve hafif egzersizler yapmak kişileri depresyondan korur. Uykuya dalmayı kolaylaştırmak ya da canlılık kazanmak için alkol almak en sık yapılan yanlışlardandır. Alkol hücresel bir zehirdir ve kronik biçimde tüketildiğinde başta depresyon ve kaygı bozuklukları olmak üzere birçok ruhsal hastalığı tetikler. Uzun vadede kendi başına uyku sorunlarına sebep olur. Unutulmamalı ki depresyon duyguları, düşünceleri, davranışları ve bedeni etkileyen bir hastalıktır."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.