Ruhsal Bozuklukların Şifası; Kur'an Sesi

300 yıl önce inşa edilen Arvas Camisi'nde, ruhsal bozuklukların Kur'an, musiki ve su sesi dinletilerek tedavi edildiği belirtildi. 

Osmanlı Devleti'nin Hakkari Beyi İbrahim Han tarafından 1700'lü yıllarda Seyyid Molla Muhammed Kutb adına Arvas Köyü'nde yaptırılan Arvas Camisi, kurulduğu dönemde olduğu gibi günümüzde de ibadetin yanı sıra öğrencilerine medrese eğitimi veriyor.

KUR'AN, MUSİKî VE SU SESİ İLE TEDAVİ

Caminin yapımı ve özellikleriyle ilgili AA muhabirine bilgi veren Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top, camide ibadetin yanı sıra çeşitli hastalıkların da tedavi edildiğine dikkati çekti. Özellikle ruh hastalarının Kur'an-ı Kerim, musiki ve su sesi dinletilerek tedavi edildiğini kaydetti. Yapıldığı dönemde ruh hastalarının Kur'an-ı Kerim, musiki ve su sesi dinletilerek tedavi edildiği önemli merkezlerden biri olan Arvas Camisi, günümüzde bu özelliğini yitirmiş olsa da bünyesindeki maneviyatla ziyaretçilerine huzur veriyor.

Arvas Köyü'nün kurucusu Seyyid Molla Muhammed Kutb için yaptırılan caminin, bölgenin önemli ilim ve irşad merkezlerinden biri olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top, konuyla ilgili şöyle konuştu:

ARVAS KÜTÜPHANESİ'Nİ RUSLAR VE ERMENİLER YAKTI

"Burada o dönem iki katlı caminin yanı sıra ev, dergah ve medrese de inşa ediliyor. Seyyid Molla Muhammed, o dönemde buraya eğitim faaliyetleri için bir de kütüphane yaptırır. Daha sonra meşhur olacak olan Arvas Kütüphanesi böylece kurulmuş olur. Bu kütüphanede 3 bin kadar el yazması kitap bulunuyordu. Kütüphanedeki kitapların bir kısmı orijinal el yazmalarıydı. İlim ve fenne ait büyük bir hazine olan bu kütüphanenin, Birinci Dünya Savaşı'nda Ermeniler ve Ruslar tarafından yakıldığını biliyoruz.

İNANÇ TEMELLİ KÜLTÜREL DEĞER OLARAK CANLANDIRILMALI

Bahçesaray ve Hizan yöresinde Molla Muhammed Kutb, Faki Teyran, Sıbgatullah Arvasi gibi birçok önemli zatın kabirleri ve dergahları bulunmakta. Yörenin İslam ziyaret kültürü bakımından değerlendirilmesi, bütün olarak inanç temelli çalışmalar ve tanıtımlar yapılması gerekmektedir. Bu Bahçesaray'ın turizmine doğal güzellikleri yanında cami, medrese, mezarlık, türbe, kale, kilise ve manastır gibi tarihi eserleri ile ayrı bir derinlik katacaktır. Böylece Arvas Köyü gibi birçok bilinmeyen değeri barındıran Bahçesaray, hak ettiği ilgi ve değere ulaşacaktır. İlgilerin bu konuda kalıcı adım atmasını umuyorum.""

Kaynak: AA

 

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.