Ramazan'da 'teknoloji Orucu'

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, "İnternet ve teknoloji bağımlılığı, kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlandığı için Ramazan orucunda olduğu gibi bir tür 'teknoloji orucu' ile bu güzel ayda, kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın." dedi.

Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, Ramazan ayında, bağımlılık riski olmadan, bilinçli teknoloji ve internet kullanımının mümkün olabileceğini aktardı.

Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydalar olmasına rağmen kişinin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz ve sınırsız kullanmasının çok ciddi zararlara sebep olabildiğini vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:

"İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlandığı için Ramazan orucunda olduğu gibi bir tür 'teknoloji orucu' ile bu güzel ayda, kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın. Ramazan ayı sadece sigara ve türevleri değil teknoloji gibi diğer davranışsal bağımlılıklardan uzaklaşma anlamında da ciddi bir fırsattır. Ramazan ayı arınma ayıdır."

Mücahit Öztürk, Ramazan'ın paylaşma ve sevgi ayı olduğunu, bu önemli ayı, telefonla, sosyal medya hesaplarıyla değil, kişilerin kendiyle kendi içine dönerek geçirmesinin önemine değindi.

Kişilerin Ramazan'da ailelerine ve sevdiklerine daha fazla zaman ayırması gerektiğini aktaran Öztürk, şunları kaydetti:

"Çocuklarımızla konuşalım. Onlara Ramazan'ın ve paylaşmanın güzelliğini anlatalım ve teknoloji kullanımında çocuklarımıza örnek olalım. İnternette sürekli çevrimiçi olma isteği, gerçekte insanın ne kadar iletişime aç, kendinden bahsetme ve yaptıklarını başkalarına anlatma ihtiyacının ne kadar fazla olduğunun bir göstergesidir. Bu durum öyle garip bir hal aldı ki, aynı mekanda olan ancak ekran üzerinden iletişimi daha çok tercih eden gruplar oluştu. En sevdiği oyuncaklarıyla oynamaz, sokağa çıkmaz oldu çocuklar. Bir araya gelmelerine gerek kalmadan çevrimiçi olarak ekran başında oynamaya başladılar. Duygusal paylaşımları azaldı, öfkeleri arttı. Mesajla, yazarak ama eksik yazarak iletişimi tercih etmeye başladılar. Sözcüklerle kendilerini ifade edemez oldular."

RAMAZAN YALNIZLIKTAN UZAKLAŞTIRIR

İnternet kullanmaktan vazgeçemeyenlere, her zamanki internet kullandıkları saatlerde değişiklik yapması önerisinde bulunan Öztürk, "İnternet kullanılan saatlerden farklı zamanlarda ayrıca çok kullanılan belli işlevlerden uzak kalmak da teknoloji ve internet bağımlılığına karşı etkili olacaktır." ifadesini kullandı.

Araştırmalar yalnız yaşayan veya sosyal kayıp yaşamış bireylerin daha çok internet bağımlılığı geliştirdiğini gösterdiğini belirten Öztürk, "Dolayısıyla yalnızlık, bağımlılığı tetikleyen unsurların başında geliyor. Aynı problemi yaşan insanlardan oluşan destek grupları ya da spor veya sanat aktivitesi yapan gruba dahil olmak da bağımlılıktan uzaklaşma adına önem arz etmektedir. Bu anlamda Ramazan'ı, başkalarıyla bir araya gelme gibi aktiviteler açısından önemli bir fırsat olarak görüp, bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Çünkü Ramazan yalnızlıktan uzaklaştırır." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.