Ramazan İçin Şimdiden Su İçmeye Başlayın

İç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, ramazan ayının yaklaştığını belirterek, "Şimdiden vücudumuzu hazırlamamız lazım. Şimdiden bol su içmeye başlayın çünkü ramazanda akşama doğru ortaya çıkan baş ağrısı susuzluktan dolayıdır." dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu 9. Kocaeli Kitap Fuarı'na katılan Karatay, "Sağlıklı Beslenme" konulu söyleşi gerçekleştirdi.

Karatay, burada yaptığı konuşmada, şekerden ve zararlarından bahsederek, doğal dahi olsa şekerin bağırsaklardaki kötü bakterileri beslediğini anlattı.

Unun modern buğdaydan yapıldığı belirten Karatay, "Bu cüce buğdaylar gluten bulundurur. Gluten bağırsaklara gittiğinde hücreleri parçalıyor. Bunlar parçalanınca doğal dahi yesek gıdalar tam hazım olmadan büyük moleküller halinde kana geçiyor. Kanda dolaşınca da kan hücreleri mikroplarla savaşmak için lökositleri öne sürüyor ve vücutta bir mücadele başlıyor. Bu kronik yangıdır. 'Benim şekerim, tansiyonum var' şikayetinin altında sağlıksız beslenme vardır." ifadelerini kullandı.

Canan Karatay, önemli olanın hastalıkların önüne geçmek olduğunu vurgulayarak, "Benim babam Kurban Bayramında kuyruk yağı yerdi. Ne hastalandı, ne bir şey oldu. Şeker hastasıydı, bir tepsi üzüm yerdi. Şeker hastalığı genetik değildir, önlenebilir. Annem bize şeker vermedi. Biz zeytinyağı içerek büyüdük. Yeni jenerasyon AVM çocuğu, kantinde yemek yiyor. Bu anneler çocuklarını böyle büyütüyor." diye konuştu.

İFTARDA ÇORBA, ZEYTİN VE PİŞEN BİR YEMEK YENİLMELİ

Ramazan ayındaki beslenme düzeniyle ilgili de uyarılarda bulunan Karatay, sahurda ceviz, peynir, yumurta ve köy tereyağı yenmesini tavsiye etti.

İftarda çorba, zeytin ve pişen bir yemeğin yenmesi gerektiğini anlatan Karatay, şöyle konuştu:

"Ramazan geliyor. Daha vakit var. Şimdiden vücudumuzu hazırlamamız lazım. Şimdiden bol su içmeye başlayın çünkü ramazanda akşama doğru ortaya çıkan baş ağrısı susuzluktan dolayıdır. Onun için şimdiden vücudunuzu iyi sulandırmaya başlayın. Son dakikada çok su içmek önemli değil çünkü bütün vücudun içine sağlıklı suyun girmesi lazım. İkincisi bağırsaklarınızın çok iyi çalışması lazım. O zaman acıkmıyorsunuz, başınız ağrımıyor. Orucun zeytinle açılması gerekiyor. Hazreti Peygamber de orucunu zeytinle açardı. Ramazan pidesinin sağlıklı olduğunu sanmayın ama yemeden de yapamayacağınızı biliyorum. Onun için pidenin içini açıp yarısını bol tereyağı ile dolduracaksınız. Zararını azaltmak için bol köy tereyağı ile veya zeytin yağına batırarak yiyebilirsiniz."

KATKILI TÜM BESİNLERDEN UZAK DURUYORUM

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği söyleşi programını, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da izledi.

Karaosmanoğlu, Karatay'a "Hocam ben de sizi yakından takip eden bir öğrenciniz sayılırım. Sizin söylediklerinizi yaparak 3 yılda 20 kilo verdim. Katkılı tüm besinlerden uzak duruyorum. Sağlıklı beslenmenin dışında spor da yapıyorum. Ben 65 yaşındayım ama gençler benimle yürüyemiyor." dedi.

Karaosmanoğlu'nu tebrik eden Karatay da "Sayın Başkanım ben de 75 yaşındayım. Kötü şeyler söylemiyorum ama bazılarını rahatsız ediyorum. Ama İmam-ı Azam 'Eğer bütün oklar size geliyorsa bilin ki siz haklısınız' diyor." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.