Prof. Dr. Bekir Topaloğlu Vefat Etti

Akademisyen, Alim Prof. Dr. Bekir Topaloğlu (80) bu gece İstanbul’da vefât etti.

Geçen hafta geçirdiği rahatsızlık sonucu hastanede yoğun bakımda tutulmakta olan Topaloğlu, bu gece son nefesini verdi.

Merhum Prof. Dr. Bekir Topaloğlu’nun cenâzesi 10 Mart 2016 Perşembe günü ikindi namazı sonrası Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Camiî'nde kılınarak toprağa İstanbul’da verilecek.

PROF. DR. BEKİR TOPALOĞLU KİMDİR?

Akademisyen, Alim, Prof. Dr. Bekir Topaloğlu 1936'da Trabzon Çaykara Holo’da (Dernekpazarı) doğdu. Dedesi Mehmet Hanefi Kutluoğlu’ndan hıfzını bitirdikten sonra tecvid okuyup tashih-i huruf yaptı. Aynı yerde ilk öğrenimiyle birlikte dedesinden Arapça ve dini ilimler tahsil etti, medrese geleneğine göre şer’i ilimlerden icazet aldı. Bir sene dedesinin yanında müderris kalfalığı yaptıktan sonra iki sene kadar Trabzon’un bir merkez köyünde imam-hatiplik yaptı. 1952 senesinde İstanbul İmam-Hatip Okulu’na girdi, 1959’da mezun oldu. Bu öğrenciliği sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı merkezinde açılan vaizlik imtihanını kazanarak İstanbul’un muhtelif camilerinde, üç Ramazan da Manisa-Saruhanlı’da fahri vaizlik yaptı. 1959-1963 seneleri arasında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde yüksek öğrenimini bitirdi. Bu öğrenciliği sırasında da imam-hatiplik görevi yaptı.

1963-1966 seneleri arasında İstanbul İmam Hatip Okulu meslek dersleri öğretmenliği yaptı. Bu arada ilk eseri olan “İslâm’da Kadın” kitabını yazdı. 1966 senesi başında mezun olduğu Yüksek İslam Enstitüsü’ne Kelâm asistanı oldu. Aslen Faslı olup sonradan Türk vatandaşlığına alınan Prof. Muhammed Tanci idâresinde “İslam Kelâmcıları ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı” adlı tezini hazırladı. Bir taraftan da derslerini Arapça takrir eden hocasının tercümanlığını yaptı. İki senelik yedek-subaylık görevinden sonra 1971 senesinde tezini vererek İstanbul Yüksek İslam Ensitüsü Kelâm öğretmenliğine atandı. Buradaki vazifesi sırasında eğitim-öğretim çalışmaları yanı sıra çeşitli eserler yayımladı, branşında asistanlar yetiştirdi, yurt içinde ve yurt dışında seminer, kurs ve ilmi kongrelerde görev aldı, konferanslar verdi.

İstanbul Yüksek İslam Ensitüsü’nün Marmara Üniversitesine bağlı İlâhiyat Fakültesi haline getirilmesinden sonra Topaloğlu, bu fakültede 1983 senesinde doktor unvanını aldı ve aynı yıl yardımcı doçent, 1986 senesinde de doçent oldu. Yüksek öğretim kurumundaki görev süresi fazla olduğundan “süre şartı”ndan muaf tutulan Topaloğlu 1988 senesinde, evvel kadro imkansızlığı sebebiyle İslâm Felsefesi anabilim dalında, 1993 senesinde de Kelâm Anabilim dalında profesör oldu. Bir süre aynı fakültede bölüm başkanlığı da yaptı.

Ekim 2002 emekli olan Bekir Topaloğlu halen Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi'nde İnceleme Kurulu Başkanlığı, Kelâm-Mezhepler Tarihi ilim heyeti başkanlığı ile te’lif ve redaksiyon görevlerini yürüttü.

10 Mart 2016’da İstanbul’da vefât ederek burada toprağa verildi.

Yayımlanmış Eserleri:

1. İslâm Kelâmcıları ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı

2. Nureddin es-Sâbûnî ve el-Bidâye fî Usûli’d-din (biyografi ve ilmi neşir).

3. Mâtüridiyye Akâidi (el-Bidâye’nin Tercümesi).

4. Kelâm İlmi-Giriş.

5. İnsan Kâinat ve Ötesi (A.C.Morrison’dan tercüme).

6. İslâm’da Kadın.

7. Dinî sohbetler.

8. İslam Tarihinden Yapraklar

9. Nesillerin El Kitabı

10. Arapça Dilbilgisi, I-IV (H. Karaman’la birlikte)

11. Arapça Okuma ve Eski Metinler Kitabı (H. Karaman’la birlikte)

12. Arap Dili ve Edebiyatından Tercümeler (H. Karaman’la birlikte)

13. Arapça -Türkçe Yeni Kamus (H. Karaman’la birlikte)

14. Kelile ve Dimne: Metin-Tercüme (H. Karaman’la birlikte)

15. Cumhuriyet Devrinde Yayınlanan Dinî Eserler Bibliyografyası, (O. Öztürk’le birlikte)

16. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Kitâbu’t-Tevhid Tercümesi

17. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Kitâbu’t-Tevhid tahkikli neşri (Muhammed Aruçi ile birlikte)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.