Peygamberimizin İnfak Anlayışı

İnfak

Peygamberimizin (s.a.v) infak hassasiyeti ve anlayışı nasıldı? Peygamberimizin (s.a.v) tüm insanlığa şefkat ve merhamet timsali olarak gönderiliş olmasının en güzel örneklerinden bir tanesi...

Hazret-i Câbir’den naklen Tefsîr-i Hâzin’de deniliyor ki:

“Küçük bir çocuk Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna geldi. Annesinin bir gömlek istediğini arz etti. O sırada Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in, sırtındakinden başka gömleği yoktu. Çocuğa başka bir zaman gelmesini söyledi. Çocuk gitti. Tekrar gelip, annesinin Hazret-i Peygamber’in sırtındaki gömleği istediğini söyledi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Hücre-i Saâdet’e girdi, sırtındaki gömleği çıkarıp çocuğa uzattı.

O esnâda Bilâl -radıyallâhu anh- da, namaz vakti girmiş olduğundan ezân-ı Muhammedî’yi okumaya başladı. Fakat Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sırtına alacak bir şey bulamadığı için cemaate çıkamadı. Ashâbdan bazıları, merak edip Hücre-i Saâdet’e girdiler; Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i gömleksiz olarak buldular.

Servet bir emânettir. Onun saâdetine ve lezzetine kavuşabilmek, ancak mahrumların ıztırâbından hislenmek ve kalbimizden onlara bir şefkat ve merhamet penceresi açabilmekle mümkündür.

Hazret-i Mevlânâ buyurur:

“Şefkat ü merhamette güneş gibi ol!

Başkalarının kusurlarını örtmekte gece gibi ol!

Sehâvet ü cömertlikte akarsu gibi ol!

Hiddet ü asabiyette ölü gibi ol!

Tevâzû ve mahviyette toprak gibi ol!

OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN;

GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL!..”

Unutmamak gerekir ki, bir kimse kendini nasıl gösterirse göstersin, onun gönül testisinde ne varsa, dışarıya dökülecek olan da odur. Çünkü nice aşk ve muhabbet ateşiyle dolu olduğundan bahsedilen testiler vardır ki, neticede gaflet suları akıtmışlardır. Kezâ nice âb-ı hayattan bahsedenler, ondan bir yudum bile içememiş, içirememişlerdir. Buna mukâbil nice mahviyet içinde gizlenip de dışarıdan boş bir testi zannedilen has kullar, gönüllerindeki bir katrenin içinde dipsiz ve sâhilsiz bir umman olmuşlar, Allah onları yanıp susamış olan âşıklara bir kevser suyu gibi ikram etmiştir.

Allah Teâlâ, cümlemize dünyâda böyle bir Kevser ve Mâ-i Tesnîm’den damlacıklar lutfederek bizleri ind-i ilâhîsine kabul olunan muhlis ve samîmî gönül erlerinden eylesin! Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Mesnevî Bahçesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları