Peygamber Efendimizin Yaptığı Bazı Duâlar

Altınoluk Dergisi'nin Ağustos sayısında Merhum Sâdık Dânâ -kuddise sirruh-'un duâ hakkında kaleme aldığı makale yayımlandı.

Ebül Hasan el-Mağribî Şâzelî kuddise sirruh buyurmuşdur ki:

– Duâdan yana nasîbin, arzunun yerine geldiği için sevinmek olmasın! Sevdiğine münacaat ettiğin için hoşlan. Taa ki, perdelilerden olmayasın.

DÂİMA DUÂ EDİN!

Abdülkâdir Geylânî kuddise sirruh buyurur:

– Cenab-ı Allah’a duâ etmek kulluk icabı güzel bir ibâdettir yoksa, nasıl olsa gelecek gelir, gelmeyecek olan da gelmez, gibi sözleri bir mazeret olarak gösterip de “Ben Allah’a duâ etmem” deme.

Daima duâ et. Haram olmayan dünya ve âhirete ait işlerin için Cenab-ı Allah’a yalvararak duâ et! Haram olmayan ve ahlâka zarar vermeyecek olan her şeyi ondan iste. Çünkü Hak Celle ve Alâ hazretleri “Bana duâ edin, icâbet ederim” (Ğâfir /60) “Allah’ın güzel nimetlerini isteyin. O nimetleri birbiriniz için kibirlenmek vesîlesi yapmayın” buyuruyor.

Duâ eden bilir ki her şeyi veren alan Allahü Teâlâdır. Dua eden kibirli olmaz. İşte bundan ötürü duâ imân sahibinin güzel huyları arasında olmalı. Ehl-i imân duâdan kaçınmamalı. Duânın daha bir çok fazîletleri vardır.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN BAZI DUÂLARI

Fahr-i Kâinât sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin bazı duâları:

  • Allahım! Korkaklıkdan, cimrilikden, sadr fitnesinden, kabir azâbından sana sığınırım.
  • Allahım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden sana sığınırım.
  • Allahım! Korkaklıktan, erzel-i ömre bırakılmaktan, dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.
  • Allahım! Âcizlikten, tenbellikten, cimrilikten, maddî ve mânevî çöküntüden, kabir azâbından, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.
  • Allahım! Lüzumsuz düşünceden, üzüntüden ve âcizlikten, tenbellikden, cimrilikten, korkaklıktan, borçtan ve ricâl galebesinden sana sığınırım.
  • Allahım! Günâh işlenen yerlerde bulunmaktan ve borçlu duruma düşmekten sana sığınırım.
  • Allahım! Açlıktan, fakirlikten, zilletten, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.
  • Allahım! Hata etmekten, dalâlete düşmekten, zulmetmekten yahud zulme uğramaktan, cahillikten ve cahil elinde kalmaktan sana sığınırım.
  • Allahım! Cünûndan, cüzzamdan, abraşlıkdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.
  • Allahım! Yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.
  • Allahım! Çöküntüden, gerileyip düşmekten, boğulmaktan, yangından, ölüm esnasında şeytanın beni çarpmasından, senin yolunda senden yüz çevirmiş olarak ölmekten, yılan sokmuş bir şekilde ölmekten senin rızana sığınırım.
  • Allahım! Yemin gadâbından sana sığınırım. (Musâhabe /4, Mahmûd Sâmi, Sünen-i Nesâi’den.)

DUÂLARIN KABUL OLMAMASININ SEBEBİ

İbrahim Ethem hazretlerine sordular:

– Ne için duâlarımız kabul olunmuyor?

"Hakkı bilip emirlerini tutmazsınız. Peygamberin sünnetlerini icra etmezsiniz. Kur’an okur amel etmezsiniz. Hâlıkımızın nimetlerini yiyip şükür etmezsiniz. Cenneti bildiğiniz halde talep etmezsiniz. Cehennemden korkmazsınız. Hükmüyle ölüm var dersiniz, hazırlanmazsınız. Anne ve babalarınızın ölülerini kendi elinizle kabre koyarsınız, ibret almazsınız. Böyle bu kadar kabahatlerinizle duânız nasıl kabul olur?" diye cevap verdiler.

Kaynak: Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri-4, s. 205-209

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.