Peygamber Efendimizin Ümmetine Düşkünlüğü

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de Peygamber Efendimiz’in ümmetine karşı “raûf ve rahîm” yani çok müşfik ve merhametli olduğunu bildiriyor. Hakîkaten Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, ümmetine çok düşkündü. Onların dertleriyle dertleniyor, onların sıkıntıya uğramasından derin bir ıztırap duyuyordu.

Ebû’l-Hasan Harakānî Hazretleri buyurur:

“Bir din kardeşini incitmeden sabahtan akşama çıkan bir mü’min, o gün akşama kadar Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ile beraber yaşamış gibidir. Eğer bir mü’mini incitirse Allah Teâlâ onun o günkü ibadetini kabûl etmez.” (Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ, s. 628)

[Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’min­lere karşı raûf ve rahîmdir (çok şefkatlidir, merhametlidir).” (et-Tevbe, 128)

Görüldüğü üzere Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de Peygamber Efendimiz’in ümmetine karşı “raûf ve rahîm” yani çok müşfik ve merhametli olduğunu bildiriyor. Hakîkaten Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, ümmetine çok düşkündü. Onların dertleriyle dertleniyor, onların sıkıntıya uğramasından derin bir ıztırap duyuyordu.

Dolayısıyla ârif gönüller nazarında ümmet-i Muhammed’den birini incitmek, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i incitmek gibi ağır bir cürümdür.

Ayrıca hadîs-i şerîfte (Heysemî, IX, 24) bildirildiği üzere, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e vefâtından sonra da ümmetinin amelleri arz edilmektedir. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, gördüğü hayırlı ameller için sevinip hamd etmekte, günahlar içinse üzülüp Allah’tan mağfiret dilemektedir. Bu sebeple Efendimiz’i üzmemek için O’nun ümmetini incitmemek ve günahlardan uzak durmak elzemdir.

ALVARLI EFE HAZRETLERİ'NİN NASİHATLERİ

Bu hakîkatlerle gönlü yoğrulmuş ârif zâtlardan biri olan Hâce Muhammed Lûtfî (Alvarlı Efe) Hazretleri bir şiirinde şu güzel nasihatlerde bulunur:

Hazer kıl, kırma kalbin kimsenin cânını incitme!

Esîr-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme!

Tarîk-ı aşkta bîçâre-i hicrânı incitme!

Sabır kıl her belâya, hâne-i Rahmân’ı incitme!

Felekte hâsılı insân isen, bir cânı incitme!

Günahkâr olma, Fahr-i Âlem-i Zîşân’ı incitme!..

Velhâsıl, kâmil bir mü’min, nazargâh-ı ilâhî olan bir gönlü, bile bile aslâ incitemez, hiç kimseye zarar veremez; bilâkis maddî ve mânevî bütün imkânlarıyla herkese ve her şeye faydalı olmaya gayret eder. Kimseye bâr olmaz, herkese yâr olmaya çalışır. Yani kimseye yük olmadığı gibi, insanların yükünü hafifletir, etrafına dâimâ huzur ve rahmet tevzî eder...]

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.