Pembe Camii

Filipinler’de yaşayan Müslüman azınlık, ülkede yaşanan çatışmalara rağmen mübarek Ramazan ayını kendilerine has örf ve adetleri arasında sevinçle geçiriyor.

Filipinler'de Müslüman azınlık güneyde yönetimle sürekli yaşadıkları çatışmalara karşın Ramazan ayında İslam öğretilerine uygun örf ve adetleri arasında ibadetlerini eda ediyor. Teravih namazına gitmeyi büyük bir sorumluluk olarak gören Müslümanlar, çocuklarını da küçük yaştan alışmaları için yanlarında camilere götürüyor.

resized_eac2f-017afilipin2

ADETLERİNİ YAŞATIYORLAR

Ramazan ayını kendilerine karşı açılan savaşta İslami kimliklerini ortaya koymak için büyük bir nimet bilen Müslümanlar camilerini süsleyip ışıklandırıyor. Özellikle Maguindanao eyaletindeki Datu Suudi Ampatuan kasabasında bulunan Pembe Camii renkli görüntülere sahne oluyor. Caminin mimarisinin yanı sıra camiye gelen cemaat de pembe giyiniyor. Kur'an-ı Kerim okuyan çocuklar ve kadınlar Ramazan'ın manevi ruhunu yaşıyor. Filipinler'de Müslümanlar ülkenin Malezya ve Endonezya gibi çoğunluğu Müslüman olan ülkelere komşu olmasına karşın azınlık olarak yaşıyor. Bu ülkelerde yaşayan Müslümanların kendilerine has çeşitli örf ve adetleri var. Bu adet ve örfler özünde İslam öğretileri ile uyuşsa da kendi toplumuna has özellikler içeriyor. Ramazan ayında daha geniş şekilde ortaya çıkıyor.

MUHTAÇLARA YARDIMLAR EDİLİYOR

Filipinler'deki Müslümanlar Ramazan'da muhtaçlara yardım etmeye çalışıyor, zenginler “İslam'da herkes kardeştir" anlayışı içinde fakirleri sofralarına davet ediyor. Sadakalar ay boyunca gece yarısı dağıtılıyor. Fıtır zekatı cami imamları tarafından toplanmakta ve özellikle bildikleri, gerçekten muhtaç olup hak eden fakirlere dağıtılıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.