Özel Yetenekli Öğrenciye Tübitak Bursu Geliyor

Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan iş birliği kapsamında TÜBİTAK, özel yetenekli öğrencilere burs desteği sağlayacak.

Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan iş birliği kapsamında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), özel yetenekli öğrencilerin eğitimlerinde etkili rol oynayacak, onlara üniversitede burs desteği sağlayacak.

Bakanlık, özel yetenekli öğrencilere verilen eğitimin niteliğinin artırılması, öğrencilerin bilimsel ve teknolojik imkanlara erişiminin kolaylaştırılması için yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi.

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı İbrahim Er ile TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal tarafından, özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik protokol imzalandı. Protokolle, bu öğrencilerin eğitiminde TÜBİTAK da artık aktörlerden biri haline geldi.

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile TÜBİTAK arasındaki protokolle, Bilim ve Sanat Eğitim Merkezlerindeki (BİLSEM) öğretmen ile öğrencilerin güncel bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda eğitim almaları amaçlanıyor.

Bu çerçevede TÜBİTAK tarafından öğrencilere burs, staj, yaz kampı, bilim söyleşileri ve dönemsel kurum gezileri gibi fırsatlar sunulacak. Öğrencilerin, Türkiye'nin teknoloji üssü kuruluşlarının önderliğinde deneyimler edinmeleri temin edilecek.

Özel yetenekli öğrencilere "Yurt İçi Lisans Burs" programı kapsamında karşılıksız eğitim bursu desteği sunulacak.

OLİMPİYATLARA BİLSEM'LERDEN KATILACAKLAR

Uluslararası proje ve yarışmalara katılan özel yetenekli öğrencilere akran veya teknik danışmanlık desteği verilecek. Öğrencilerin olimpiyatlara doğrudan BİLSEM'lerden katılmasına olanak tanınacak.

TÜBİTAK tarafından özel yetenekli öğrencilerin eğitiminde görev alan biyoloji, fizik, kimya, matematik ve bilişim alanları öğretmenlerine de eğitimler verilmesi ve düzenlenecek yaz kamplarına eğitici desteği sağlanması planlanıyor.

Çalışmalar bu eğitim yılından itibaren hayata geçirilmeye başlanacak.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.