Osmanlı Padişahlarının Ölüm Sebepleri

İşte dünyaya hükmeden Padişahların ölüm nedenleri...

Osman Gazi

Doğum: 1258 / Ölüm: 1326 / Tahta çıktığı tarih:1281

Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Gazi 1326′da kalp yetmezliğinden öldü.

Orhan Gazi

Doğum: 1281 / Ölüm: Mart 1362 / Tahta çıktığı tarih: 1326

82 yaşındayken felç yüzünden 1362′de öldü. Aynı zamanda 2. Osmanlı padişahıdır.

II. Murad

Doğum: Haziran 1404 / Ölüm: 3 Şubat 1451 / Tahta çıktığı tarih: 1423

Şiddetli bir baş ağrısı sebebiyle yatağa düştü ve üç gün sonra 3 Şubat 1451′de öldü. Ölüm sebebi beyin kanaması veya beyindeki bir tümördür. Aynı zamanda 6. Osmanlı padişahıdır.

Fatih Sultan Mehmet Han

Doğumu: 30 Mart 1432 / Ölüm: 31 Mayıs 1481 / Tahta çıktığı tarih: 1444

Memlük Devleti üzerine seferde iken komaya girerek Gebze’de Hünkâr Çayırı (Tekfur Çayırı)’nda öldü.

Yavuz Sultan Selim

Doğum: 10 Ekim 1470 / Ölüm: 21-22 Eylül 1520 / Tahta çıktığı tarih: 1512

9. Osmanlı padişahıdır. 21 Eylül 1520′yi 22 Eylül’e bağlayan gece kanserden vefat etti.

Kanuni Sultan Süleyman

Doğum: 27 Nisan 1495 / Ölüm: 6 Eylül 1566 / Tahta çıktığı tarih: 1520

Tüm dünyanın tanıdığı Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ı yataklara düşürüp 71 yaşında ölümüne neden olan "Nikris" ya da günümüzdeki adıyla "Gut" hastalığını uzmanlar açıkladı.

Cihan padişahı Kanuni'yi acılar içinde kıvrandıran bu hastalık, günümüzde de her yüz kişiden 5'ini etkiliyor. Ürik asidin kanda kristalleşmesi sonucu oluşan "Kralların hastalığı" Gut, geleneksel tıbbın olduğu kadar modern tıbbın da baş belası.

III. Murad

Doğum: 4 Temmuz 1546 / Ölüm: 16 Ocak 1595 / Tahta çıktığı tarih: 1574

12. Osmanlı padişahıdır. 17 Ocak 1595′te prostat kanserinden öldü.

III. Mehmed

Doğum: 26 Mayıs 1566 / Ölüm: 21 Aralık 1603 / Tahta çıktığı tarih: 1595

Bir gün saraya dönerken yolda karşılaştığı bir meczub, “56 gün sonra gelecek kazadan kurtulamazsın. Gafil olma padişahım” demişti. Bu olay Üçüncü Mehmed’i derinden etkilemişti. Padişah yemeden, içmeden kesildi ve 22 Aralık 1603′te kalp krizinden öldü.

I. Mustafa

Doğum: 1592 / Ölüm: 20 Ocak 1639 / Tahta çıktığı tarih: 1617

15. Osmanlı padişahıdır. Osmanlı tarihinde tek “Deli” padişah olan Sultan Mustafa 1623′te tahttan indirildikten sonra 20 Ocak 1639′da bir sara nöbeti sırasında öldü.

I. Murad

Doğum: 27 Temmuz 1612 / Ölüm: 8 Şubat 1640 / Tahta çıktığı tarih: 1623

17. Osmanlı padişahıdır. Ölüm nedeni üzerine iki ayrı iddia vardır. Batılı kaynaklar sirozdan, Osmanlı kaynakları ise damla hastalığından öldüğünü iddia ederler. 8 Şubat 1640 gecesi öldü.

I. Mehmed

Doğum: 2 Ocak 1642 / Ölüm: 6 Ocak 1693 / Tahta çıktığı tarih: 1648

19. Osmanlı sultanıdır. 1687′de tahttan indirildikten sonra dört yıl hapis hayatı yaşadı. Yakalandığı zatürrenin ilerlemesi sonucu 6 Ocak 1693′te öldü.

I. Süleyman

Doğum: 15 Nisan 1642 / Ölüm: 22 Haziran 1691 / Tahta çıktığı tarih: 1687

20. Osmanlı padişahıdır. 40 yıl sarayda hapis hayatı yaşadıktan sonra 1691′de tahta çıktı. Viyana’daki bozgun yıllarında sıkıntılı geçen dört yıllık bir padişahlığın ardından, 6 Şubat 1695′te böbrek yetmezliğinden öldü.

I. Mustafa

Doğum: 6 Şubat 1664 / Ölüm: 29 Aralık 1703 /Tahta çıktığı tarih: 1695

20. Osmanlı padişahıdır. 1703′te bir isyan sonucu tahttan indirildi, bu olayın üzüntüsünü üzerinden atamadan 29 Aralık 1703′te prostat kanserinden öldü.

III. Ahmed

Doğum: 30 Aralık 1673 / Ölüm: 1 Temmuz 1736 / Tahta çıktığı tarih: 1703

23. Osmanlı padişahıdır. Eğlenceleriyle meşhur Lale Dönemi’nin padişahı olan Üçüncü Ahmed, 1730′da Patrona Halil isyanı sonucu tahttan indirildi. Yıllarca Topkapı Sarayı’nda hapis hayatı yaşadıktan sonra, şeker hastalığından öldü.

I. Abdülhamid

Doğum: 20 Mart 1725 / Ölüm: 7 Nisan 1789 / Tahta çıktığı tarih: 1774

27. Osmanlı padişahıdır. 1787-1791 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Anapa Kalesi’nin Rusların eline geçtiği haberi üzerine beyin kanaması geçirdi ve bir süre sonra 7 Nisan 1789′da öldü.

I. Mahmud

Doğum: 20 Temmuz 1785 /Ölüm: 2 Temmuz 1839 / Tahta çıktığı tarih: 1808

30. Osmanlı padişahıdır. II. Mahmut yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak, 1 Temmuz 1839 günü dinlenmek için gittiği kardeşi Esma Sultan’ın Çamlıca’daki köşkünde, 54 yaşında vefat etti.

Abdülmecid

Doğum: 25 Nisan 1823 / Ölüm: 25 Haziran 1861 / Tahta çıktığı tarih: 1839

31. Osmanlı padişahıdır. Tanzimat Dönemi’ni başlatan sultan 25 Haziran 1861′de babası İkinci Mahmud gibi veremden öldü.

I. Murad

Doğum: 21 Eylül 1840 / Ölüm: 29 Ağustos 1904 / Tahta çıktığı tarih: 1876

33. Osmanlı padişahıdır. Tahtta en kısa süre duran Osmanlı padişahıdır. Müzmin şeker hastasydı. Bu hastalığın vücudunda meydana getirdiği tahribatın neticesinde 29 Ağustos 1904′te öldü.

I. Abdülhamid

Doğum: 21 Eylül 1842 / Ölüm: 10 Şubat 1918 Tahta çıktığı: 1876

34. Osmanlı padişahıdır. “Kızıl Sultan mı, Ulu Hakan mı” diye Osmanlı tarihinin en çok tartışılan padişahı olan İkinci Abdülhamid, 10 Şubat 1918′de Beylerbeyi Sarayı’nda 76 yaşındayken yakalandığı zatürrenin ilerlemesi sonucu veremden öldü.

I. Mehmed Reşat

Doğum: 2 Kasım 1844 / Ölüm: 3 Temmuz 1918 / Tahta çıktığı tarih: 1909

35. Osmanlı padişahıdır. Müzmin şeker hastasıydı ve şekerin vücudunda yaptığı tahribat sonucunda 3 Temmuz 1918′de öldü.

I. Mehmed Vahideddin

Doğum: 2 Şubat 1861 / Ölüm: 15 Mayıs 1926 / Tahta çıktığı tarih: 1918

36. ve son Osmanlı padişahı. Vahdettin San-Remo’da 16 Mayıs 1926′da kalp krizinden öldü.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.