Osmanlı Padişahlarının Giydiği Gömleklerin Sırrı

Osmanlı sultanlarının her birinin şahsına özel olarak hazırlanan gömleklerin, kaftanların üzerindeki doku, desen, arapça yazıların, simgelerin gizemi günümüzde dahi çözülmüş değil. Sadece dokuyanın ne anlama geldiğini bildiği gömlek ve kaftanların birçoğu Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir. Detayları ve özellikleriyle Osmanlı padişahlarının gizemli gömlekleri...

8 BİN İLMEKLE DOKUNULUYOR

Osmanlı sultanlarının savaşta galip gelmek, nazardan korunmak ve şifa bulmak için giydiği gömleklerin üzerindeki harf ve rakamların kurandaki ayetleri temsil ettiği ama bunların sırrının ise sadece dokuyan tarafından bilinmektedir. Bunların ne manaya geldiği herkes tarafından bilinmemesinin sırrı, gömleğin sahibinden kaynaklanıyor. Yani tılsımlı gömlek sadece kişiye özel ve ona ait çalışma olduğu için o kişi hakkındaki özel bilgiler de bu şekilde saklanıyor. Bir gömlek 8 bin ilmekle dokunuyor.

87 GÖMLEK 7/24 KORUNUYOR

Topkapı Sarayında padişahlara ait 87 adet gömlek bulunduğu biliniyor. Sarayda 24 saat gözetim altında tutulan bu gömlekler Padişah ve Vezirlerin savaşa ve sefere giderken buradan alarak üzerlerine giydiklerini biliyoruz.

HANGİ GÖMLEK NE İÇİN ŞİFA

Hastalıklara karşı, özellikle felç için (Kaside-i Bürde), ruhsal sıkıntılar için (Felâk ve Nas) sureleri gömlekler üzerine yazıldığını belirten Evliya Celebi, bu gömleklerin ayrıca şahsa özel olduğunu başkası giyse bile bir faydasının olamayacağını belirtiyor. Tılsımlı gömleklerin nasıl hazırlandığına ilişkin şu bilgileri buluyoruz: “Gömlek hazırlanmadan önce sarayın Müneccimbaşı kişi ve gömleğin hazırlanma amacına uygun bir zaman belirler. Bu uygun saat halk arasında bilinen adıyla “eşref saati” dir. Daha sonra devrin ünlü hocaları istenen amaca uygun ayet ve duaları seçerler. Seçilen ayetler ve diğer yazılar devrin ünlü hattatları tarafından gömlek üzerine yazılır. Daha sonra da terziler önceden kesilmiş parçaları bir araya getirip, dikerler. Böylece bir tılsımlı gömlek; müneccim, din adamı, hattat ve terzinin işbirliği ile ortaya çıkar.”

tilsimli-gomlekler 20130402121035873_433_292

GÖMLEĞİ GİYEMEDEN ÖLEN ŞEHZADE

Topkapı Sarayı’nda başlangıç ve bitiş tarihleri belli bir tek gömlek bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet’in şehzadesi Cem’e ait . Kaynakların verdiği bilgiye göre , gömleğin dokunmasına 30 Mart 1477’de başlanmış, 29 Mart 1480’de tamamlanmıştır. Ancak bahtsız şehzade bu gömleği hiç giyememiştir, gömleğin yakası bile açılmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Bu gömlekler içinde tarih ve isim taşıyanı çok azdır.

Şehzade Selim’e ait 1565 – 1566 tarihli gömlek ve Sultan III. Murat’a ait 26 Ocak 1582 tarihli gömlek kitabeli nadir örneklerdir. Gömlekler suyla temasında yazı ve desenler akacağı için yıkanmazdı. Bu sebeple saray koleksiyonundaki gömleklerin çoğu giyilmeden kalmış, bir kısmı da yıkanmadan günümüze kadar gelmiştir.

 

İslam ve İhsan

OSMANLI PADİŞAHLARI VE HAYATLARI

Osmanlı Padişahları ve Hayatları

OSMANLI PÂDİŞAHLARININ MESLEKLERİ NELERDİR?

Osmanlı Pâdişahlarının Meslekleri Nelerdir?

OSMANLI PADİŞAHLARININ KABİRLERİ NEREDE?

Osmanlı Padişahlarının Kabirleri Nerede?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Müneccim, Müneccimbaşı bunlar ne manaya geliyor. Tılsımlı gömleklerde tam olarak ne kullanılır.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.